Kitap Tanıtımı |
Hayatımız renklerden ibaret aslında; Beyazlar içinde başlayıp beyazlar içinde biten. Beyaz nıutluluktur; huzuru, saflığı ve temizliği simgeleyen. lçleri ferahlatan bembeyaz bulutlar, kumsalı döverken bembeyaz köpüren deniz dalgalan ve beyaz güvercin nasıl huzur veriyorsa farkına varmadan; insan beyazın bir tortu olan ve 'hayat' denilen beyaz perdede rol almaya başladığında; adına berzah (perde) denilen bir başka aleme, beyazlar içinde göçene kadar beyazın hangi tonlarına bürünüyor ve rengin tonları arasında farklı duygulara kapılıyordu!Morsalkımlarla sarıp sarmalanmış insanının yuvası; alı al, moru mora dövüyordu cendereye düştüğü zamanlar. ilkbahar başlangıç değil miydi; yenilenme, yesilin tonları, pembe, beyaz ve lilayı getirmez mi akla? Küçük kıpırtılar. kalp çarpıntıları değil mi uyanış mevsimi? Hüzün ve hazan değil midir sarı, yorgun dallardan düşen gazellerin rengi? Yalnızlık, yorgunluk, hastalıktır belki; vedadır bazen; Safer ayında sefere çıkar gibi. Kırmızı; siyah; karanlığın rengi sanki bitisin yok olmanın ve sonsuzluğun... Kimilerinin tek geçtiği; aşkın, ateşin, kanın, şehvetin ve acıyla yanmanın rengi olan kırmızının en iç acıtan tonunu gördüğünde kırmızıdan nefret etmez mi insan o andan itibaren? Hayatın renklerinden yola çıkılarak harmanlanmış, gerçek hayattan alınma, sürükleyici bir roman. (Tanıtım Bülteninden) ) |