Kitap Tanıtımı |
Bir grup sûfî, Dicle kenarında Maruf-u Kerhî ile oturuyordu. O esnada, nehirden, bir sandal içinde def çalan, danseden, içki içen bir genç topluluğu geçti.
Sûfîler, Marufa:
Şunları görüyor musun, açık açık nasıl da Allaha isyan ediyorlar? dediler ve eklediler:
Bu serserilere beddua et!
Bunun üzerine, Mâruf ellerini göğe kaldırdı ve:
Allahım dedi, bunları bu dünyada nasıl neşelendirdiysen, ahirette de öyle neşelendir.
Mârufun bu duası sûfîleri şaşırtmıştı.
Biz senden dua değil, beddua istemiştik dediler.
Mâruf şöyle cevap verdi:
Eğer Allah bunları ahirette neşelendirmeyi murad ederse, bu dünyada kendilerine bu hayattan tevbekâr olmayı nasip edecektir. |