Kitap Tanıtımı |
Muhalefet, Başkanlık sisteminin sözü açılır açılmaz bir gürültü koparmakta ve onu tartışmak yerine, konuşturmamayı hedeflemektedir. Bu gürültü içinde, Recep Tayyip Erdoğan'ı "Padişahlık" veya "diktatörlük" özlemi duymakla suçlamak da vardır. Bu tabii ki saçma bir iftiradır. Başkanın serbest halk seçimiyle gelip serbest halk seçimiyle gideceği bir ülkede padişahlıktan veya diktatörlükten söz edilebilir mi?
Muhalefetin asıl korkusu, halk korkusudur, sandık korkusudur. Başkanlık sisteminde hiçbir zaman halktan başkanlık yetkisini alamayacağından korkmaktadır. Kuru gürültü yapamamaktan ve Türkiye'nin güçlenmesini engelleyememekten korkmaktadır. Yoksa bugün olduğu gibi başkanlık sisteminde de Ak Parti ile diğerleri sandık başında eşittir. Kim çok oy alırsa o başa gelir.
Türkiye, güçlü bir siyasi sisteme sahip olamadığı için, çok enerji ve zaman kaybetmiştir. Türkiye'nin artık buna tahammülü kalmamıştır. Türkiye başkanlık sistemini kurarak, içte ve dışta güçlü, toplumuna daha fazla hizmet eden bir iktidara kavuşabilir. Bunun en önemli adımı ise, Türkiye'nin darbe anayasasından kurtulması ve yeni, çağdaş, sivil bir anayasa yapabilmesidir. |