Kitap Tanıtımı |
Ebû Zer evlenmiş ve mescidden ayrılarak kendi evine yerleşmişti. Evine gelip gidenler evde hiçbir şey göremeyince eşyaların nerede olduğunu soruyordu.
Eşyalarımızın güzel olanlarını gönderdiğimiz bir evimiz var, diye cevaplıyordu Ebû Zer.
Neden hemen o eve taşınmıyorsun öyleyse?
Çünkü evin sahibi bizi dâvet etmiyor.
Ebû Zer adama bakıyor ve devam ediyordu.
Eğer benim bildiklerimi bilseydiniz, hanımlarınıza kulak verip evlerinizi eşya ile doldurmazdınız. Allahtan hep beni meyvesinden istifade edilen bir ağaç olarak yaratmasını istedim.
Böyle olması senin dünyadan nasibini almana mâni mi?
Rasûlullah demiştir ki: Ebediyyet yurduna inanan ama aldatıcı dünya için çalışıp çabalayan birine ne kadar şaşarım!
Ya Rasûlallah, yolda yalnız başına yürüyen bir adam var!
Müslümanlardan biri gördü Ebû Zeri.
Ebû Zer olmalı, dedi Rasûlullah.
Yolcu kampa yaklaşıyordu. Gerçekten de Ebû Zer idi gelen. Rasûlullah:
Allah Ebû Zere merhamet etsin. Yalnız yürür, yalnız ölür ve yalnız haşr edilir, buyurdu. |