Kitap Tanıtımı |
Brokeback Dağı alışılmadık bir aşk öyküsü. Bir ömür boyu süren, ne mesafelerin ne de toplumun önüne geçemediği bir bağ Ennisle Jack arasındaki. İki genç adam, karşılaştıkları o ilk günün kaderlerini böylesi belirleyebileceğini bilmiyorlardı. Doğanın kucağında birlikte geçirdikleri o ilk günlerin, onları kopmaz bir şekilde birbirine bağlayacağını
Üç dalda Oscar ve diğer pek çok ödül kazanan Brokeback Dağı filminin uyarlandığı bu öykü, son yılların en çarpıcı metinlerinden biri olma özelliğini de taşıyor. Kitapta yer alan, Pulitzer ödüllü bir yazar olan Annier Proulxun kaleminden çıkan diğer öyküler de en az Brokeback Dağı kadar etkileyici...
Annie Proulxun usta anlatımı ve Wyominge duyduğu güçlü sevgi sonucu ortaya çıkan Brokeback Dağı öyküleri, yalnızlık, şiddet ve aykırı aşkların nefes kesici destanları aynı zamanda. İnsanların doğayla olduğu kadar birbirleriyle de süregelen mücadelelerinin hafızalardan silinemeyecek anlatımları.
Jackin hatırladığı ve özlemini duyduğu bir şey vardı, elinde olmadan, anlamadan, o uzak yaz mevsiminde Brokebackte Ennisin arkasından yaklaşıp ona sıkıca sarıldığı zamanı düşlüyordu, paylaştıkları cinsellik dışı açlığı da tatmin eden o sessiz kucaklamayı.
İkiilebir, insanın inanç olgusunu en derinden inceleyen edebiyat metinlerinden biri. Ancak burada mercek altına alınan herhangi bir inancın kendisi değil, arınmanın, kibrin değil teslimiyetin, bu nedenle de çok daha geniş bir inanma kavramının tartışıldığı, sorgulandığı bir roman ikiilebir.
Kolayına kaçmadan, sorumluluğunu taşıyan, bu nedenle de gerçek bir aydın tavrıyla ele alınmış bir roman: ikiilebir.
Benim için din, en azından tedirginlikle yaklaşılacak bir konuydu. Metafizik, aşağılayıcı bir sözcüktü. Üstelik yüzlerce kutsalımız olmasına karşın. Duvarlara Devrim şehitleri ölümsüzdür! yazdığım günleri hatırladım. Cümleye bakın! Baştan aşağı kutsiyet ve baştan aşağı metafizik! |