Kitap Tanıtımı |
Osmanlı devlet adamlarının Akdeniz´in kilidi olarak tanımladıkları Rodos Adası, tarih boyunca bölgede hakim olmak isteyen güçlerin hedefi oldu. Ada, uzun süre Kudüs St. Jean Şövalyeleri idaresinde, Hıristiyan dünyasının Akdeniz´deki ileri karakolu olarak görüldü. Osmanlı Devleti´nin askerî gücünün zirvesinde olduğu dönemde, Kanunî Sultan Süleyman´ın bizzat katıldığı bir sefer ile 1522´de Türk hakimiyetine girişi, Avrupa´da hakettiği yankıyı uyandırdığı gibi, Osmanlıları Doğu Akdeniz´in en önemli gücü haline getirdi. Rodos´un stratejik konumu Osmanlı deniz hakimiyeti misyonunda yeni stratejilerin uygulanmasına da zemin hazırladı.
Dr. Örenç, bu hacimli çalışmasında orijinal arşiv belgeleri ile yerli-yabancı literatür eşleğinde, fethinden 1923 Lozan Andlaşması sürecine kadar Rodos ve Oniki Ada´daki Türk, Rum, Yahudi, Ermeni, Kıbtî ve Katolik unsurların Türk idaresi süresince, sosyo-ekonomik durumlarını ve meydana getirdikleri kurumların işleyişini bize sunmaktadır. Eserden, Türkler´in sadece antik ve eski çağlara ait değil, ortaçağlar boyunca ün yapan eşsiz şövalye mimarî kalıntılarını özenle muhafaza ettikleri gibi, adada yaşayan bütün unsurların yararlanabildiği bir çok yeni vakıf ve hayır müessesesini meydana getirdikleri anlaşılmaktadır. Ayrıca, başta Marmaris, Bodrum, Fethiye, Dalaman ve Köyceğiz ile İzmir, Aydın, Muğla ve Manisa gibi Batı Anadolu sahil kentleriyle Rodosluların sıkı münasebetleri ortaya konulmaktadır. Bilhassa Rodos ve. Oniki Ada´nın işgalinden sonra buradaki Türkler´in karşılaştıkları sorunlar dikkat çekicidir. |