Kitap Tanıtımı |
Tracey Emin'in cinsel deneyimlerinden, yalnızlık ve kırılganlığa kişisel hikayesini anlatan işleri medyanın ilgisini çekmeye devam ediyor.
Yaban Vatan'ın vurucu yanı, Tracey Emin'in sanat anlayışının da temelini oluşturan şaşırtıcı içtenliği ve "giydirilmemiş" gerçeği paylaşma samimiyeti denebilir. Yaban Vatan adeta Tracey Emin'in peşinde dolaşan, yaşamı boyunca onu takip eden bir kameranın sansürsüz samimiyetiyle yazılmış gibidir; henüz küçük bir kızken karanlık bir köşede tecavüze uğradığı sokaklarda, kokuşmuş apartman dairesinde onun sarhoşluğuna, mastürbasyon alışkanlıklarına, seks hayatına, travmatik kürtaj deneyimlerine, en derin korkularına ve tutkularına, hayata tutunma çabasına tanıklık ederiz. Babasıyla küçük bir kızken kuramadığı yakınlığı, Türkiye'nin garip köşelerinde onunla birlikte seyahat ederken yakalar. Soyu Sudan'dan Anadolu'ya Osmanlı İmparatorluğu zamanında getirilen kölelere dayanan hayatı tutkularının peşinde geçirmiş bu ilginç adam, anneleri farklı on çocuğu içinde en çok Tracey'i sevdiğini söyler. Tracey'nin babasından dinlediği daha önce duymadığımız Atatürk hikayeleri ve memleket dedikoduları Tracey için olduğu kadar okuyucu için de oldukça keyifli. Hayatı içinden geldiği gibi yaşamayı başarmış bu "arıza" kadın, hayat onu yerden yere vursa da, başka var olma biçimleri olabileceğini gösteriyor.
90'larda sanat dünyasını karıştıran ve medyanın yoğun ilgisini çeken Britart ekibi, kavramsal sanat ve enstalasyonlarla uğraşan ressam ve heykeltraşlardan oluşuyordu. İzleyiciyi "şoke eden" taktikleriyle dikkat çektiler. Kullandıkları malzemeler arasında günlük hayattan eşyalar, çöp ve atık malzemeler, hatta hayvan ölüleri vardı. Britart akımının önde gelen isimleri arasında Tracey Emin, Damien Hirst, Chapman Kardeşler, Sarah Lucas, Rachel Whiteread sayılabilir.
Tracey Emin'in en yankı uyandıran işlerinden biri 1999 yılında Turner Prize adayları arasında yer alan My Bed (Yatağım) adlı enstalasyonudur. Emin, dağınık yatağını kirli çarşafları, kullanılmış
prezervatifler, kan lekeli iç çamaşırları, atılmış sigara izmaritleri ve boş votka şişeleriyle "olduğu gibi" sergiledi. Tracey Emin, ilişki problemleri yüzünden ağır depresyondayken günlerini yatağında geçirdiği bir dönemde yatağının aynen bu halde olduğunu söylüyor. Yetkililer, sergi salonunun temizliğinden sorumlu hanımın yatağı yapmasını ve etrafı toplamasını son anda önlediler.
Tracey Emin'in bir diğer dikkat çeken işi seks yaptığı herkesin adını içine nakışla işlediği mavi çadır; Everyone I Have Ever Slept With 1963-1995 (1963-1995 Arasında Yattığım Herkes) isimli bu çalışma Royal Academy'nin Sensation (Sansasyon) adlı sergisinde de yer aldı. Çadırda seks yaptığı pek çok arkadaşının, çocukken tacizine uğradığı akrabalarının, ikiz kardeşinin yanısıra kürtajla aldırdığı iki fetusun isimleri geçiyor. |