Kitap Tanıtımı |
Tecrit ediliyor kumda titreyen sonsuzluğu zamanın.
Cinnetin kıyısından seslenen kalabalıklar ve kocaman bir zırvadan başka bir şey olmayan insan. Ölümsüz nesneler, klinik deneyler ve düşkünler.
Sonunda siyahlar giydirdim tüm sözlerime.
İnce, keskin bir yüzeyin üstünde ne çok kadın, ne çok erkek; gerilmiş et ve çöl.
Ölümlü düşlerimizle ağırlaşan yüreklerimiz. Uzun saçlarıyla yüzümüzü örten yazgımız vebilinmez, anlaşılmaz bir tarihin yazıldığı dil. Av etleriyle tütsülenen toprak, tütsülenen okyanuslar, tutulmamış sözler ve yakaran yürek. Kadın olmuş, erkek olmuş bir yeryüzü. Katran tadında yolculuklar, gümüş tepeler ve tuzla canlandırılmış çürümüş ağızlar. Karanlığa gömülmüş sokaklar, caddeler, şehirler ve bir anlam bekleyen zaman ve ahlaki nutuklarla hapsedilmiş bir başka uzamın laneti.
Patolojik sınırlar, anlamlı saçmalıklar ve uzaklardaki cüzam adaları.
Konuş ölümlü olan şeyler üstüne. Bir başka anın gök gürültüsü ve fırtına. Kükürt ve bal rengi kıyılar, ölümsüz nesneler; palmiyeler, kakao çekirdeği ve kahve tanesi, mavi güneşten bir su ve sağır olmayı dileyen kum. Ağırlaşan ruhlar ve yayılan ışık.
Gördüm bu düşü, aradaki yalanı. |