Kitap Tanıtımı |
Şiddeti, vahşeti nasıl kavrayacağız? Nefretle karşıladığımız her olaya, şiddetin kabul edilebilirbir oranı olabilirmiş gibi "Bu kadarı da olmaz ki!" diye tepki gösteririz. Şiddet konusunu daha çok bir ahlak sorunu olarak kabul edip onun için, inançlarımıza, ideolojimize, kültürümüze uygun, ikna olabileceğimiz bir sınır saptamaya çalışırız. Bu tarz bir düşünce, ahlaki yetkinlik ve olgunlukla şiddetin ortadan kaldırılabileceğini öngörür; "kültür ve uygarlık" kavramları ise şiddetin ve barbarlığın karşı-tezi gibidir. Tüm şiddet ve vahşet biçimlerini, kültürün ve uygarlığın yitirilmesi olarak algılamaya yatkınızdır. Peki bu yaklaşım doğru mudur?
Reemtsma Vahşeti Kavramak´ta bu türden sorulara cevap arar; uygarlık-barbarlık ayrımının sorunlu olduğunu, uygarlığın vahşetinden de söz etmek gerektiğini söyler. Sanki sorun, ister antropolojik ister kültürel olarak tanımlansın, insanın uıkıcılık içgüdüsünden kaynaklanıyordur! Oysa, |