Kitap Tanıtımı |
Hıristiyan imparator Theodosiusun pagan tapınaklarını kapatması ve bunun sonucunda hiyeroglif yazının anlaşılırlığını yitirmesiyle unutulur firavunların uygarlığı. Ve eski Mısırın izinin sürülmesi, yüzyıllara yayılan, her biri gerçek bir serüven gibi yaşanan arkeolojik süreçlerle belirlenir. Jean Vercoutter, Antik dönemin Yunanlı Nil yolcularından Napoléonun Mısır seferine, Champollionun 1822de hiyeroglifi çözüp Mısırbilimi kurmasından geçen yüzyılın son keşiflerine dek bu süreçlere ışık tutuyor. Firavunlar Mısırına ilişkin her yeni buluş, her veri, tarihsel ve arkeolojik bilgilerin yanı sıra, sürükleyici bir öykü gibi aktarılıyor. Kaybolmuş Nil uygarlığının bilinmezliğini gün ışığına çıkaran Unutulmuş Mısırın İzinde, konunun uzmanları ve meraklılar için vazgeçilmez bir el kitabı.
Tadımlık
Manethon, tapınakların kitaplık ve arşivlerinde geçmişin olaylarını anlatan Mısır metinlerine başvurmuş, sonra da bunları Yunancaya çevirmişti. Ayrıca eseri en erken antikçağdan beri olayları anlatmakla kalmıyor, ülke nüfusunun törelerini ve dinlerini de betimliyor; özgün metinleri Yunancaya aktarıyordu. Manethonun Mısır Tarihinin yok olması, yaşanmış en büyük kayıplardan biridir. Matbaa bulunmadan önce kitaplar tek nüsha halinde yazılır, sonra kopyaları çıkarılırdı. Gerçi her büyük kitaplık gibi İskenderiye Kitaplığında da özgün eserlerin ikinci bir nüshaları bulunuyor ve bunlar İskenderiyede Serapis Tapınağında saklanıyordu; ne yazık ki bu tapınak 391de kapatılmakla kalmadı, yakılıp yıkıldı da; öyle ki M.Ö. 47de yaşanan felaketten kurtulan eserler de yok oldu. M.S. 450ye doğru, Eski Mısır metinlerini okuyup anlayabilen kimse kalmadığı gibi, Mısırlıların, ülkelerini işgalci yabancılara tanıtmak amacıyla Yunanca yazdıkları her şey de yok olmuştu. |