Kitap Tanıtımı |
Paris'e kolunun altında valiziyle yaya olarak girdi. Kesesine uygun bir oda bulup yerleştikten sonra ilk işi Treville'nin nerede oturduğunu öğrenmek oldu. Zaman kaybetmeden de yakınında bulunan konağa yürüdü. Konağa vardığında özellikle taşradan Paris'e yeni gelen birisi için oldukça büyük sayılacak bir kalabalıkla karşılaştı. Büyük kapıdan içeri girince kendini şakalaşan, silahşörlerin arasında buluverdi. Heyecandan kalbi küt küt atıyordu. Uzun kılıcını sıska bacaklarına birleştirerek yürürken iyi bir izlenim bırakmak istiyor, yüzünde taşralılara özgü utangaç gülümsemesi eksik olmuyordu. |