| Kitap Tanıtımı | Genç akademisyen arkadaşlarımızın öncülüğü ve katkılarıyla  pişirile pişirile süreç  içinde   iyice olgunlaştırılan, Türkiyenin Ekonomik Tarihi: Osmanlıdan İkibinli Yıllara adlı çalışma  iki temel bölümden oluşuyor
 
İlk kısım, Türkiyenin  ekonomik yapısını tarihsel bir perspektiften  incelerken, ikinci kısım sektörel analizleri ele almakta
 
Ancak, Türkiyenin bugünkü resminin  DNAları dünkü geçmişinde gizlidir
 
Örneğin, Osmanlı Toprak Düzeni ile Feodalite arasındaki farklar iyi tetkik edilerek günümüze taşınır ise, çağ ile aramızdaki açığın nedenleri daha  da somutlaşır
 
Osmanlı  İmparatorluğu mali bir imparatorluktu.
 
Üretimden ziyade maliyesi dara düştüğünde yeni vergi alanları peşine düşmesi temel karakteristiğiydi
 
Bir anlamda Bizans İmparatorluğundan devralınan bu temel özellik, bizi sermaye birikiminden, sanayi devriminden, zamana  ve zemine uygun olarak sürekli kendini dönüştüren üretim toplumu olmaktan uzaklaştırdı.
 
Bu tarihsel zaaf nedeniyle dün de, bugün de tasarruf oranları ekonominin amansız derdi oldu, ihtiyacımız olan  zenginliği de, zenginliği sürekli kılacak bir dinamizmi taşıyacak öncü bir sınıfı da doğuramadık
 
21. Yüzyılda da hala ürettiği ile tükettiği arasındaki dengeyi kendi lehine bozamayan ve  cari açık derdinden mustarip bir Türkiye, bu  geçmişin bize mirasıdır.
 
Türkiyenin Ekonomik Tarihini irdelerken bir yandan da çağın değiştiğini göz ardı etmemek gerekiyor.
Sanayi dönemi geride kalırken, sanayi sonrası dönem hükmünü icra etmekte
 
Klasik üretim faktörlerinin  yerini,  adeta   beyinsel yaratıcılığın aldığı, inovasyonun tüm diğerlerinden daha fazla  zenginlik yarattığı yeni bir    dönem |