Kitap Tanıtımı |
Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü bir anayasa ilkesi olarak çeyrek yüzyılı aşkın bir süre boyunca Türk Devleti'nin bölünmeden ve dağılmadan bugünlere gelmesini sağlayan önemli bir hukuk ilkesidir. Bu ilke Türkiye'nin birliğini ifade etmekte ve devletin millet ve ülke ile olan bütünlüğünü uluslararası hukuk doğrultusunda
korumaktadır. Bütün canlı organizmalar bir saldırı durumunda sahip oldukları içgüdüsel refleksleri ile nasıl kendilerini koruma hakkına sahiplerse devletler de birer siyasal ya da hukuksal organizmalar olarak benzeri haklara sahip bulunmaktadırlar. Devletler de herhangi bir saldırı ya da iç karışıklık durumlarında bölünmemek ve geçmişten gelen birlik ve
bütünlüğünü koruyarak geleceğe dönük varlığını sürdürebilmek için sahip oldukları ulusal reflekslerini devreye sokarak kendilerini korumak doğrultusunda ellerinden gelen çabayı gösterebilmektedirler. Batı dünyasının önde gelen emperyalist devletlerine karşı bir ulusal kurtuluş savaşı verilerek kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti ülke ve milletin sahip
olduğu özellikler dikkate alınarak ve ülkenin jeopolitik konumu doğrultusunda gerçekçi adımlar atılarak merkezi ve üniter bir ulus devlet olarak tarih sahnesine çıkmıştır. Yirminci yüzyılın başlarında kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti ulus devleti yaklaşık bir asır sonra merkezi coğrafyaya yönelen bazı emperyalist plan ve programlar doğrultusunda
değişim görünümü altında köklü bir dönüşüme uğratılmak istenmekte ulus devletin kimliğini belirten Türklük olgusu bütünüyle ortadan kaldırılmaya çalışılırken merkezi ve üniter yapı ise tümüyle tasfiye edilmeye çalışılmaktadır. Belirli bölgelerde yaşamakta olan insan topluluklarının etnik dinsel ve kültürel kökenlere göre birbirlerinden ayrıştırılmasına
çalışılmakta ve daha küçük topluluklara geniş yetkili yerel yönetimlerin çatısı altında eyalet devletleri uygun görülmektedir. Böylece on bin yıllık Türk tarihi görmezden gelinirken aynı zamanda yüz yıla yaklaşan Türkiye Cumhuriyeti'nin de geçici bir devlet olduğu öne sürülmektedir. Emperyalistler ve onların yerli işbirlikçileri Türk ulusunun bir kazanımı olan
tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğine kast ederlerken Türk halkına hiç sormadan hareket etmekte ve uzaktan kumandalı biremperyal düzen altında bütün merkezi alanı bir bölgesel federasyon çatısı altında hegemonya ve baskı düzenine doğru yönlendirmeye çalışmaktadırlar. Dışarıdan kumandalı olarak oynanmakta olan bu siyasal oyunu izleyen Türk ulusu daha son sözünü söylememiştir. Atalarını bağımsız bir Türk devleti kurmak uğruna şehit veren Türk ulusunun onlardan kendisine miras kalan anavatanını sonuna kadar koruyacağı ve en az batının önde gelen ulus devletleri gibi her türlü saldırıya karşı ulusal bir refleks ile sahip olduğu kazanılmış haklarını savunacağı açıktır. Bu kitap bir anayasa ilkesi doğrultusunda hazırlanmış ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin ülkesi ve
milletiyle bölünmez bir bütün olduğunu bugünün genç kuşaklarına anlatmak üzere kaleme alınmıştır. Türkiye'nin birliği geçici değil ama kalıcı bir temel yapıdır. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kaldıkça Türkiye'nin birliği de devam edecektir. |