Kitap Tanıtımı |
Bu kitap Türk târihinin, seyir ve tekâmülü ardınca yürüyebildiğimiz ölçüde atılmış bu birkaç adım, iki büyük Türk devletinin dünya târihi muvâcehesindeki medenî ve içtimâî değerlerinin, uzaktan yakından münâsebet kurmak vaziyetinde olduğu milletlere ve nihâyet dünyâya neler getirdiğini, umûmî çizgileriyle tâyin ve tespit edebilmek gayretinin nâçiz bir mahsûlüdür.
Bu yüzden de, başı sonu bilinmeyen târih dünyâsı içinde ve bu gökkubbenin altında tahtlar yıkıp zaferler kazanmış veya hezîmetler kaybetmiş Türk kavminin binlerce yıllık mâcerâsının bir tarafa koyup, bu zincirin birbirine girift ve sıkı sıkıya bağlı iki halkası üstünde bilhassa duracağız: Selçuklu ve Osmanlı İmparatorlukları.
Şuna inanmak yerinde olur ki, devrini tamamlamış ve ilmin hâfızasına devr olmuş bu târih realiteleri, vakti geçmiş, vazîfesi tamamlanmış keyfiyetler değildir. Belki geleceğin temellerini teşkil ettiği için, cemiyet olarak büyük bir uyanıklık ve şuurlu bir tecessüsle üstünde durmamız gereken gerçeklerdir. Zîra istikbâlin kulağına söylenecek söz, gözüne gösterilecek istikmet, vâdesini tamamlamış bu târih hazînesinin derinliklerinde saklıdır. |