Türk Medeni Hukukunda Biyoetik Sorunlar
ISBN 9786054446278
Yayınevi Vedat Kitapçılık
Yazarlar Burcu Kalkan Oğuztürk (author)
Kitap Tanıtımı Hukuk ve ahlakın ilişkisi konusu; özellikle biyoteknik yöntemlerin yirminci yüzyıl sonlarında hızlı bir gelişme göstermesiyle, hukukçuların üzerinde düşünmelerini gerektiren sorunlarla dolu bir alan olmuş, dar anlamda biyoetik alanı dışında da ahlak telakkilerinin değişmesine yol açmıştır. Hukukun yazılı olmayan törelere dayandığı dönemde ve çekirdek devlet sınırları içinde, iyi ve kötü töreleri ayırmak gerekmemiş, kötü töre olacağı akla gelmemiştir. (İyi Töreler -Boni mores, Bonne Moeurs, Gute Sitten) kavramı, Roma Devleti\\\\\\\\\\\\\\\nin İmparatorluk haline gelişinden sonra ortaya çıkmıştır. Roma İmparatorluğu\\\\\\\\\\\\\\\nun Hıristiyanlığı benimsemesiyle de Hıristiyan Ahlakı; Boni Mores kavramının belirlenmesinde başlıca etken olmuştur. Protestanlığın ortaya çıktığı Yeni Çağ\\\\\\\\\\\\\\\da iktisat alanının ve özellikle faizli işlemlerin Boni Moresin denetiminden çıkarılması olgusu kendini göstermiş, genel olarak kapitalist gelişme kendini ahlak ile bağımlı saymamıştır. Hıristiyan ahlakının sadece cinsel ahlak ve dolayısıyla aile ahlakı konusunda yetkili olduğu, iktisat ve devlet yönetimi alanının çağdaşlaştırılması düşüncesi, Fransız devriminden sonra güç ve yaygınlık kazanmış, çağdaşlaştırma düşüncesi (Saecularismus, Secularism), Aile Hukuku alanında da yayılmaya başlamıştır. Yirminci yüzyıl ortalarında yine de bazı ülkelerde iyi töreler kavramını -aile hukuku alanına özgü olarak- Hıristiyan ahlakının belirlediği söylenmekte devam edilmişse de, çoğunlukla Batı\\\\\\\\\\\\\\\da iyi töre, toplumda kabul gören, genelleşen ahlak anlayışının benimsendiği yazılı olmayan ahlak kuralı olarak anlaşılmıştır. Ülkemizde bu konuda daha fazla güçlük doğmuştur. Maddi anlamda laiklik ilkesi, Fransa\\\\\\\\\\\\\\\da olduğu gibi bizde de benimsenirken, şekli anlamda laiklik ilkesi geleneklerimizde olmadığı için din sosyal kurumuna devletten ayrı bir tüzel kişilik tanınmamıştır. Bu sebeple de iyi töreyi aydınların ahlak telakkisinin belirleyeceği ileri sürülmüş ve bu da aydın kimdir? tartışmalarına yol açmıştır. Ahlaki töreler görünürde yazılı olmayan emredici kurallar olduğu halde (Türk Medeni Kanunu m. 23/2, TMK m. 557/b.3, Borçlar Kanunu m. 20/TBK m. 27, BK m. 41/ TBK m. 49/2), bugün bu yazılı olmayan emredici kuralların belirlenmesinde neredeyse imkânsızlık derecesine varan bir güçlük söz konusu olduğu gibi, Anayasa\\\\\\\\\\\\\\\nın 13. maddesinin ahlakı, temel insan hürriyetinin genel bir sınırlama nedeni olmaktan çıkartması ve bu yeni düzenlenmenin sadece ceza hukuku alanına özgü olduğunu da belirtmemesi, yukarıda değindiğimiz Medeni Kanun ve Borçlar Kanunu\\\\\\\\\\\\\\\nun Anayasa\\\\\\\\\\\\\\\ya aykırı olup olmadıkları tereddütüne dahi yol açmıştır. Biyoteknolojinin gelişmesi bu konularda karar verilmesini ve uzlaşmaya varılmasını büsbütün zorlaştıran sorunlar doğurmuştur. Bizde iyi töreler değil; genel ahlak terimi üstün gelmiştir. Ancak, genel nitelemesi uygulanacak ahlak kuralının bulunmasını zorlaştırmaktadır.