Kitap Tanıtımı |
Asırlar boyu maalesef sûfiyyeye karşı hased edilmiş ve haklarına girilmiştir. O topluluk Allah rızasını merkeze alıp işlerine devam etmişler, sataşmalar üzerinde durmamışlardır. Diyebiliriz ki Selam (Furkan: 63) deyip yollarına devam etmişlerdir. Bu asude topluluğa çatarlarken aslında işi yer yer iftiraya vardırdıkları da maalesef müşahede edilmiştir. Bu konuda Müslümanların mutedil düşünüp kardeşliğe zemin hazırlamaları için arzu ettik ki tenkidler insaflı olsun. Bunu temin için de bu çalışmayı düşündük. Böylece Müslüman, doğru sadece benim bildiğim ve dediğimdir, başkaları yanlıştır fikrinden sıyrılıp onun dediğinden başka da doğruların olabileceğini, kendisinin de yanılabileceğini kabul etmesini hatırlatmak istedik.
Tasavvufla ilgili can alıcı meseleler hangileriyse onları mümkün mertebe gündeme alıp izah etmeye çalıştık. İzahlarda tabii ki Kitab ve Sünnet ölçümüz oldu. Sünneti dışlamak gibi bir sapıklığa kesinlikle ve kesinlikle karşıyız. Sünnet karşıtlığı fikrinin inanca zarar verdiğini tebliğ ediyoruz.
Hakları yenen o asude topluluk kanaatimizce Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin haber verdiği topluluktur. Efendimiz buyuruyorlar ki:
Ümmetimden bir taife kıyamete kadar sürekli hak üzere olacaklardır. Onlara muhalefet edenler, onlara zarar veremeyecektir(Buhari, İtisam: 10, Menakib: 28; Müslim, İman: 247, İmaret: 170, 171, 173, 175)
Gerçekten de bu taife asırlardır muhalefete rağmen en etkin biçimde mütevazı bir şekilde yollarına devam etmiş ve muhalefetler onlara zarar vermemiştir. Etrafa tarafsızca sorsanız; sünneti nefislerinde yaşayanların bu asude taife olduğunu herkes söyleyecektir. Yani adı geçen hadis-i şerifin muhatabının bunlar olduğu dillendirilecektir. Diyebiliriz ki bunlara muhalefetin sebebi hasettir. Aynen insanların bozduğunu ıslah edenlerin garipler olduğunu bildiren hadis-i şerif gibi. Bu taife Sünnet-i Nebevîyi bizzat yaşayarak ıslah işiyle uğraşacağından yadırganacaklar ve Garib/Ğuraba durumuna düşeceklerdir (Müslim, İman: 232; Tirmizi, İman:13; İbn Mace, Fiten:15).
Bu mütevazı kitapçık şüphesiz ki Allah rızası temel hedefine yönelik hazırlanmıştır. Daha da beride bu kitapçık sebebiyle hakları yenen o mütevazı salihlerimizin tebessümlerini kazanmak şahsım için sürur vesilesi olacaktır. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemden almayı murad ettiğimiz tebessüm ise dünyalardan daha değerli olacaktır. Vasat/Mutedil Ümmet (Bakara:143)e hizmeti en büyük zevklerden sayıyoruz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem hürmetine bu ümmete vakfedilmiş olmayı olağanüstü değerli kabul ediyoruz. Öyle ümmet ki tüm insanlara şahitlik göreviyle görevlendirilmiştir (Bakara:143). Bu görev faziletli mi faziletli ve o ölçüde de mesuliyetli bir görevdir. Ümmetin, tüm insanlara şahitlik görevini icra ettiği zamanı özlemle bekliyoruz.
Kitapçık şüphesiz ki bu konuda nihai ve en mükemmel çalışma değildir. Ümmetin katkılarıyla mükemmel hale gelecektir. Rabıta ve Allah lafzının tek başına zikir olduğu konularındaki 2 hadis-i şerife işaret ederek katkı sağlayan M. Emin Er Hocaya hürmetle teşekkür ediyorum. Kitapçığın, en azından kendi konusunda sadaka-i cariye olmasını rabbimizden diliyoruz. Başarımız ancak Onunladır (Hud:88). |