Kitap Tanıtımı |
Savaş ganimetleri Celûlâ’dan Ömer’e getirilince deriden olan torbaları açtı. İçindeki yakut, zümrüt ve mücevheratı görünce ağladı. Bunun üzerine Abdurrahman ona: “Ey Müminlerin Emîri! Neden ağlıyorsun? Vallahi bu durum şükretmeyi gerektirir,” dedi. Ömer: “Vallahi onun için ağlamıyorum. Allah’a yemin ederim ki Allah kime bu serveti ihsan ettiyse birbirlerine haset ettiler ve birbirlerinden nefret ettiler. Birbirlerine haset edince de kendi aralarında kavgaya tutuşurlar!” dedi. Osman (ra.) üç gün defnedilmeden ortada bırakılmıştır. Sonra defnedileceği duyulunca ellerinde taşlar olduğu hâlde bazı insanlar yolda beklediler. Az sayıdaki yakınları cenazesini kaldırdılar. Onu Haşşe Kevkeb diye bilinen bir bahçeye götürüyorlardı. Yahudiler ölülerini buraya defnediyorlardı. Cenazesi kaldırıldığında söz konusu grup cenazeyi taşladılar ve onu yere atmaya çalıştılar. Ali şöyle dedi: “Sakın kimsenin meskenine girmeyin. Herhangi bir kadını incitmeyin. Onlar sizin dokunulmazlarınıza sövseler, amirlerinize ve salih insanlarınıza hakaret etseler de. Zira onlar zayıftırlar. Hatta müşrik oldukları hâlde onları incitmekten kaçınmamız bize emrediliyordu. Erkek, kadına mukabelede bulunur ve onu dövmeye yeltenirse ondan sonra evladı bile bu ayıpla yaşamak zorunda kalır. Sakın birisinin bir kadını incittiğini duymayayım! Aksi takdirde ceza olarak ona insanların şirretlilerini musallat ederim.” (Tanıtım Bülteninden) ) |