Kitap Tanıtımı |
Doğrusu tarih beni hep şaşırtmıştır. Çünkü en az doğa kadar canlı, okyanuslar kadar hırçın ve değişkendir tarih. Ondan kaçmanız, sığınacak dehlizler aramanız boşunadır. Tarihi yeniden düşünmelisiniz. Sokratesin sesiyle başlamalısınız düşünmeye: Bildiğim bir şey varsa, o da hiçbir şey bilmediğimdir. Ya da Herakleitosun hikmet damlalarıyla: Bir nehrin sularında iki defa yıkanamazsınız. Tarihte böyledir aslında. Bir tarihi belgenin satırlarında her zaman aynı safiyette dolaşamazsınız. Tarih bazen sisli puslu camların arkasına gizlenir. Belli belirsiz şekillerde görüyorsanız da tarif edemezsiniz onu. Ya camları kırıp indirmeli ya da silmeli ve parlatmalısınız. Bazense tarihi olaylar çatlamış bir aynaya yansıyan suretler gibi farklılık ve çeşitlilik de arz edebilir. Böyle durumlarda iş tarihçiye düşer. Zira bir tarihçinin topluma verebileceği, geçmişin dedikodusundan başka, çok azığı olmalıdır heybesinde. Tarihçi fikir işçisi olmalıdır ve tefekkür denizinden inciler çıkartabilmelidir.
İşte Tarihin İzdüşümleri böyle bir düşüncenin ürünü olarak ortaya çıktı. Çok cüretkar ve iddialı bir üslupla yazılmış yazılardan oluşan bu eserde Osmanlı tarihinden başlayarak yakın tarihe ve tarihten kaynaklanan güncel meselelere değinilmektedir. Yazarın temennisi tarihin tekerrür etmemesi yönündedir. Ancak kitabın sayfaları arasında ilerledikçe geçmişte yaşanan tarihi hadiselerin ne kadarda bugüne benzediğine şaşırarak şahit olacaksınız. |