Kitap Tanıtımı |
Şarabın Şiiri & Esrarın Şiiri - Charles Baudelaire
Şarabın şiiri esrarın şiiri C. Baudelaire Baudelaire, Rimbaud'un vurgusuyla "şairlerin tanrısı", kendisini "toprağa doğru çeken zamanın korkunç ağırlığı"ndan kurtarmak için şiirle sarhoş oluyordu. Ona göre, dünya sıkıntılı bir yer. Bu yüzden, dostlarına sarhoşluğu öğütlüyordu. Ne ile olursa olsun; "şarapla, şiirle ya da erdemle." Kentler, doğa, insan gibi bir çok meseleyi yeniden tasarlayıp, kendisinden sonraki yüzyıllara taşıyan Baudelaire, şarap ve esrarı da birer şiire çevirmiş. Buğulu ve dumanlı ifadelerle. Ancak, ilkine daha ılımlı yaklaşırken, ikincisi için kötücül kelimeleri uygun görmüş, onu yalnızlaştırıcı bir büyüye benzetmiş.
Reading Zindanı Baladı - Oscar Wilde
Önceki Türkçe çevirileri hakkında farklı eleştirilerle muhatap olan bu balad, bir deyişle manzum eser, başka bir deyişle uzun öykü, bir hapishanenin parmaklıkları ardında kurgulandı ve o kadar etkiliydi ki, önce Reading Zindanını, sonra diğer zindanları ve dünyayı değiştirdi. Oscar Wilde'ın, bir deyişle mahkum C. 3. 3.'ün, bambaşka bir deyişle İrlandalı -bu tek başına önemli bir sebep- ve dünyanın büyük ozanlarından birisinin aşka, korkuya, ölüme, açlığa, yanlızlığa ve insanlığın kaderine yazdığı devasa bir mektuptur. Her ne kadar okunması sadece bir saat sürse de. Okumayanlar okusun insanlığın kaderini! Doğumunun 160. yılında Wilde'a hediye ediyoruz! Evet, ayrıca oldukça kişisel nedenlerle basıyoruz bu kitabı ve elbette herkes öldürür sevdiğini!
Aşkın Yasası Şiddetin Yasası - Lev Nikolayeviç Tolstoy
Aşkın yasası şiddetin yasası Leo N. Tolstoy İsevi öğretiyi insanlık için bir kurtuluş olarak gören Tolstoy, Birinci Dünya Savaşı arifesinde kaleme aldığı bu kitapta, bu öğretiye yüz çevirmiş ulusların "şiddet" eğilimlerinin bir analizini yapmakta. "İnsan hayatının en yüce sabit yasası" olarak nitelendirdiği "aşk"tan uzaklaşıldığında cinayetlerin, katliamların nasıl hızla çoğaldığını; düşmanlık, tahammülsüzlük gibi insanlara artık "sıradan" gelen alışkanlıkların ne gibi facialara neden olabileceğini anlatıyor. Gandhi ve Martin Luther King JR. başta olmak üzere birçok öncüye ilham veren bu eser, okuyucuya sadece bir dönem analizini değil, günümüze kadar uzanan katliam ve cinayetlerin bir izleğini sunuyor.
Cennet ile Cehennemin Evliliği - William Blake
'İnanılması mümkün olan her şey hakikatin imgesidir.'
'Hakikat asla anlatılamaz, o anlaşılsın diyedir, inanılsın diye değil.'
18. ve 19. yy İngiltere'sinin yetiştirdiği en önde gelen şairlerinden biri olan Blake bu sefer, birbirlerinden taban tabana zıt iki mekânı, cennet ile cehennemi ortak bir anlaşmaya tabii tutuyor: Evliliğe. İyi ve kötü, sevinç ve keder,yer ve gök görünmez bir bağ ile kenetlenerek bütünleşiyor Cennet ile Cehennemin Evliliği'nde. Kuşaktan kuşağa aktarılan bilgi zincirinin bir halkası olabilecek miyiz? Şahitlik edeceğimiz bu evlilikte hangi tarafa 'evet' diyeceğiz, cennete mi cehenneme mi?
Caravaggio'nun Sırrı Sanatın Gücü - Costantino D'Orazio
Rönesans döneminin başat boyayıcılarından Caravaggio, kimine göre adı ağza alınmayacak tehlikeli bir serseri. Tekinsiz. Ancak kendisinin icat ettiği renklerle, içinde bulundukları kentlerin en dingin mekânları olan katedrallerinin duvarlarını o boyuyordu. Avluya doğru yürüdüğünde herkes kenara çekilir, işini bitirdiğinde onun ışık, gölge, gerilim ve yaşam dolu resimlerine bakmaktan kendini alıkoyamazdı. Yaşamı boyunca kendisine uygulanan sansür, onun için, boya kutularından birisi sadece. Fırçasını eğlenceyle karıştırıp durdu bu kutunun içinde, ölünceye değin. Cildine epey özendiğimiz bu kitap, ünlü İtalyan Sanat Tarihçisi Costantino D'Orazio'nun Rönesans dönemiyle, bu karakterle ilgili uzun yıllar süren araştırmalarının bir sonucu. Gizil ve güçlü bir çalışma. Caravaggio'nun, yapıtlarındaki göndermeleriyle oluşturduğu büyük bulmacayı, bir anlamda sürdürdüğü ayrıksı yaşamı, davranış biçimini ve bunların tamamının esrarını çözme eğilimi taşıyor.
Göz kırpalım: Bu serseri, Barok anlayışın en önemli karakteriydi, dramatik ve karanlık bir eğilimi vardı. İtiraf edelim: Caravaggio'ya bugünden bakıldığında, kronoloji anlamını yitiriyor, sanatçı bu kadar büyük olduğunda yüzyıllar birbirine karışıyor. Şimdi soralım: Caravaggio sahi, hangi yüzyılda yaşıyor? |