Kitap Tanıtımı |
"Her an bir şey olması ihtimali içinde, saatlerce, günlerce hiçbir şey olmadan beklemek azapların en korkunçları arasındadır."
Sırça Köşk, Sabahattin Ali'nin ölümünden bir yıl önce, 1947 yılında yayımlanır. Romanlarındaki başarısını hikâyelerinde de ustalıkla sergileyen Sabahattin Ali'nin hikâyeler ve masallar şeklinde kurguladığı bu kısa metinlerde yoğun bir toplumsal eleştiri öne çıkar. Kimi kurumlardaki kofluğu ve çürümüşlüğü, samimiyetsiz çıkar ilişkilerini ve çaresiz insanları buluruz Sırça Köşk'te. Aynı zamanda alegorik bir anlatıma bürülü metinler, dönemin kimi otoritelerini de rahatsız etmiştir. Öyle ki Sırça Köşk yasaklanan kitaplar arasında da yer almıştır.
Fakat yaşamındaki hazin sonun değerinden hiçbir şey götürmediğini, yıllar içinde edebi kıymetinin giderek arttığını gördüğümüz yazar, Sırça Köşk hikâyesinde bir öğüt niteliğinde okurlarına şu sözleri miras bırakır: "Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız. Ama günün birinde nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa, onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuzla buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeter." |