Kitap Tanıtımı |
Artık hepsini öğrendiğime göre unutmak için elimden geleni yapacağım.
Unutmak mı?
Gördün mü? diye açıklamada bulundu. Bence bir insanın beyni boş bir oda gibidir. Kendi seçtiği eşyaları oraya dizebilmelidir ancak bir ahmak, bulabildiği tüm eşyaları oraya depolar. Böylece ona yararlı olabilecekler o kadar çoğalır ya da karmakarışık olabilir ki ulaşmak istediklerini bulamayabilir. Oysa becerikli bir işçi o odaya götüreceklerinde titiz davranır. Kendisine gerekli olanlar dışında hiçbir şeyi almaz ama zengin ve düzenli eşyalarla dolu bir depoya sahiptir. Bu deponun esnek duvarları olduğunu ve istediğin kadar genişletebileceğini düşünmek bir hatadır. Kaldı ki oraya ekleyeceğin her bilgi daha öncekileri unutmana bile sebep olabilir. Bu nedenle gereksiz bilgiler, yararlı bilgileri, oradan ite kaka çıkarmamalıdır.
Ama güneş sisteminden bahsediyoruz! diyerek karşı çıktım.
Bana ne! diyerek tersledi. Güneşin çevresinde döndüğümüzü söylüyorsun. Ayın çevresinde dönsek de ne bana ne de işime bir yararı olurdu.
Ne Sherlock Holmesu tanıtmaya ne de 1886 ile 1927 yılları arasında Arthur Conan Doyleun onun hakkında yazdığı altmış hikâyeyi anlatmaya gerek var. Daha sonraki yıllarda Holmes karakteri ile arkadaşı ve tarihçi Dr. John H. Watson, âdeta gerçek kişiliklere bürünmüş ve bilim kurgu dünyasının en ünlü karakterleri olmuşlardır. Kaldı ki hikâyelerini hiç okumayanlar bile onları tanımaktadırlar.
Holmesun ünü o derece yaygınlaşmıştı ki yanında taşıdığı malzemeler dahi polislik, dedektiflik ve suçluları bulma konusuyla bütünleşmiştir; örneğin, kıvrımlı piposu, uzun şapkası ve büyüteci Sherlock Holmesun görüntüsünü canlandırmaya yetmektedir. İlk baskılarda kullanılmamasına karşın Çok basit sevgili Watson. cümlesi bir özdeyiş olarak dilimize girmiştir. Bu cümle, okuyucuyu şaşırtmakla beraber aslında her şeyin çok açık seçik olduğunu belirtmek amacıyla kullanılmıştır.
Londraya giden ziyaretçiler hâlâ akın akın Sherlock Holmesun yaşadığı Baker Caddesine gitmekte ve uzun yıllardır bu muhteşem dedektifin yaşadığı 221 B numaralı eve, Sherlock Holmesun kendi problemlerine çözüm bulacağını ümit ederek dünyanın her bir tarafından mektuplar yağdırmayı sürdürmektedirler. Onun gerçek bir insan olduğunu ve yardım edeceğini düşünmektedirler hatta 2008 yılında UKTV GOLD tarafından yapılan bir ankette, İngilizlerin yüzde elli sekizinin Sherlock Holmesun gerçek bir insan olduğuna inandığı ortaya çıkmıştır (Bunun aksine ankette Winston Churchillin bir bilim kurgu karakteri olduğuna inananlar ise yüzde yirmi üçtü.). |