Kitap Tanıtımı |
Şeyh-i Ekber'i anlamak için, öncelikle ona karşı edepli olmaya, ön yargılı konum ve düşüncelerden arınmaya, hüsn-i zan beslemeye, ma'rifet âşığı olmaya veya en azından pozitif ve insaflı olmaya gayret etmek gerekir ki, onu mütâlaa eden kişinin bilinciyle Şeyh-i Ekber'in rûhâniyeti arasında bir karşılık ve yanıt oluşsun. Ve doğru bir anlamada ilâhî yardım, Yüce Allah'a (cc.) tam bir tevekkül ve muhtaçlık çerçevesinde gerçekleşir. Çünkü muvaffakiyet ancak O'nun katından gelir.
Bu yolda, biz de aynı şekilde şöyle diyoruz: "Hangi semâ'da vecd yoksa ve bu vecd'den de vücûd meydana gelmiyorsa bu asla gerçek bir semâ değildir." İşte bu, ehlullah'ın rücû ettiği semâ mertebesi olup, onlar bunu işitmektedirler... Âlemin varoluşu ancak, sözü, Yüce Allah'tan (cc.) işitmekle mümkün olmaktadır. Mutluluk yolları ile isyan yolları arasında bulunan farkın ortaya çıkması ancak ilâhî söz ve varoluşsal semâ ile mümkündür.
"Halk, kıyâmet günü, ma'rifet ve ilim yoluyla elde ettikleri ma'rifetlerle değil kendi nefislerinde elde ettikleri ma'rifetullah mikdarınca haşrolacaktır. İşte burası, ehl-i tarîk'ten kendisinde tahkîk olmayan birisinin düşeceği bir çukurdur." |