Kitap Tanıtımı |
ÇERKESYA'DA Sadşe'de, karanlığın kadife örtüsü Kafkas Dağları'nın üstünden yükselirken, mayıs gülleri kokusunu salmadan, ilk danslarını yapacak Çerkes gençler kamalarının gümüş sapını parlatırken, iki ırmağın kesiştiği yerde yemyeşil bahçede ulu ağacın altında kara taşın üstünde otururken Azamet'e bir kız torununun doğduğu haberi geldi. Azamet gökyüzüne baktı. Fazla düşünmeden, "Setenay olsun adı, ateşten oğlanlar doğursun" dedi.
Çerkeslerin ulu ve bilge kadınının adıyla gözlerini ışığa açan kar gibi beyaz tenli, kömür karası gözlü Setenay'ın öyküsüdür romanda anlatılan.
Evlerinin önünden kaçırılıp, Osmanlı'ya getirilen iki kardeşten sarı saçlı mavi gözlü Goşenay'ın şansına Saray nedimeliği çıkarken, beyaz tenli kömür gözlü kardeşi Setenay'ın, bir paşa evine köle olarak satılmasının ve yıllar sonra buluşmalarının öyküsüdür SETENAY.
Paşa'nın Büyükada'daki köşkünde adının Kısmet'e dönüşünün, Kısmet'in mor salkımlı evde aşkına teslim oluşunun öyküsüdür.
Birinci Dünya Savaşı'nda Arap cephesinde İngilizlere esir düşüp Burma'ya götürülen biricik oğlu Aziz'in esaretten dönmesini beklemesinin, Rus mezalimi yüzünden daha annesinin memesinde sürgüne uğrayan kardeşi Doktor Jankat'ın, Arap cephesinden gelen hazin mektubunun öyküsüdür SETENAY.
Gerçek adı unutturulsa da uykularında belinde kaması Çerkesya'nın göklerinde devleri arayan, uyandığında kendini yenilenmiş hisseden Bir Çerkes Kızı'nın öyküsüdür...
Direnerek bir gün tüm acıların biteceğine gerçek adını taşıyabileceğine inanmış, adını torunu SETENAY'a vermenin mutluluğunu yaşayabilen Çerkes Setenay'ın öyküsüdür bu roman. |