Kitap Tanıtımı |
Saraçhane’deki belediye binası, özellikle de Başkanlık katı, tatlı bir koşuşturmacanın içindeydi o sabah. Bayramlaşma yapılacaktı. Herkes, bir yıl önceki yerel seçimlerden birinci parti olarak çıkan SHP’nin İstanbul’daki belediye başkanı Nurettin Sözen’in elini sıkıp onunla fotoğraf çektirmek istiyordu. Selçuk Bilgi, Özel Kalem’in kapısına yöneldi. “Belediye başkanıyım. Acelemiz var. Sayın Başkan’ın imzası lazım” deyip oradan da hızla Sözen’in yanına daldı. Sıranın hemen ön tarafına “kaynak” yaptı. - İyi bayramlar Sayın Başkanım. Ben İzmir’den geliyorum. Bademli Belediye Başkanıyım. - Oooo Başkan! Hoş geldin, sefa getirdin. Ne yapıyor bizim tiyatrocular? Belli ki Sözen, Bademli ile Bademler’i karıştırmıştı. Uyanık bir başkandı Selçuk Bilgi. Hiç açık etmedi. Hem Bademli ile Bademler’i karıştıran ilk insan Sözen değildi ki! Birkaç yuvarlak cümle ile geçiştirdi soruyu. Hemen asıl meseleye girdi. Hibe istedikleridozeri anlattı. “Köyümüze yol yapacağız. İlle sizin imzanız gerekiyormuş” diye de ekledi. Nurettin Sözen, uzatılan evrağa şöyle bir göz atıp “şak” diye imzaladı. Bilgi’nin gece rüyalarına giren dozer, mesai bitmeden bir dorseye yüklenmişti bile. Önüneeskort araç koydular. Arkadan gidecek Bademli aracına da bir “çakar” taktılar. İstanbul’a sıradan bir otomobil olarak giden Başkan Bilgi’nin aracı, Bademli’ye konvoyla dönecekti. Hem de “çakarlı” bir araç olarak… Keyfi yerine gelmişti Belediye Başkanı’nın. Bir türkü mırıldanmaya başladı.. “Şu İzmir’den aman, çekirdeksiz efem de nar gelir.” (Tanıtım Bülteninden) ) |