Kitap Tanıtımı |
Alplerden soÃðuk rÃüzgÃâr esti, geceyi daha da soÃðuk bir hÃâle getirdi. Adam yine zar zor yÃürÃümeye devam etti. ÃÃleride gÃözÃüne kÃüÃçÃük bir kulÃübe iliÃþti. KulÃübeye yaklaÃþtÃý. AlÃçak bir kapÃýsÃý vardÃý. Yol kenarÃýnda gÃördÃüÃðÃü bekÃçi kulÃübelerine benziyordu. ÃÃÃçeride herhÃâlde kimse yoktu. HafifÃçe iÃçeri girdi. ÃÃÃçerisi oldukÃça sÃýcaktÃý. Yerde kalÃýn bir Ãþekilde konmuÃþ otlar vardÃý. YÃüzÃükoyun yere yattÃý. Ancak sÃýrtÃýndaki ÃçantasÃýndan rahatsÃýz oldu. Onu ÃçÃýkardÃý. BaÃþÃýnÃýn altÃýna koydu. Tam gÃözlerini kapatÃýp uykuya dalacak iken bir ses duydu. Sanki biri hÃýrÃýldÃýyordu. BaÃþÃýnÃý kaldÃýrdÃý. KulÃübenin kapÃýsÃýnda iri bir Buldog cinsi kÃöpek duruyordu. TÃüyleri diken diken oldu. Bu kÃöpek iri yarÃý ve korkunÃçtu. HÃýrlamaya devam ediyordu. Adam yavaÃþÃça ÃçantasÃýnÃý sÃýrtÃýna geÃçirdi. Havlamaya baÃþlayan kÃöpeÃði bastonuyla kendisinden uzak tutarak kulÃübeden hÃýzla ÃçÃýktÃý.
Biraz yÃürÃüdÃü. Yolun kenarÃýndaki bir taÃþa ÃçÃöktÃü. Biraz dinlenmek istedi. Sonra Ãöfkeyle kendine sÃöylendi:
âÃÂÃÂBen bir kÃöpek bile deÃðilim! |