| Kitap Tanıtımı | Beyaz patiskalardan yapılmış, firketenlerle dört köşesi kavuşturulmuş bohçaların altındaydı 
bizim istediklerimiz. O elini hangi tarafa uzatsa, kulağıyla sandıktan gelen sese pür dikkat kesilir, 
tam da çıkarmayı istediği şeyi çıkarırdı. Hiç birimiz o sandıkta tam anlamıyla nelerin saklı 
olduğunu bilemedik.
Diğer ayna parçalarına bakmak geçiyor içimden ancak içimdeki korkuyu da bastıramıyorum. 
Üçüncü parçaya uzanan ellerimin bembeyaz olması hayrete düşürüyor beni. Aynaları unutuyor 
ellerime bakıyorum boyuna. Sonra yerdeki aynalardan birinden bir ses geliyor kulağıma, Bizi 
birleştir, bizi birleştir.
Şaha kalkmış küheylan gibi fırçam. Dursam içime kan dolacak sanki. Bedenim taş kesilecek. El, 
elim değil. Aşkı    resmedecektim. |