Kitap Tanıtımı |
'Plazayı nasıl dev hayal ettiysem ofisim 45.000 feet'te. Sürekli insanları; oksijen maskelerini önce kendilerine takmaları gerektiğine sonra da tavuk kalmadığına - hayır, beyefendi hiç kalmadı, business'a bakamam onlar altına sarılı karides falan yiyor zaten - ikna etmeye çalışıyorum. Ayaklarımda derman kalmadı; ama topuzu sabitlediğim firketelerle sağlam bina temeli atılır. Evi de tutmuşum havalimanına yakın olsun; ama kirası az olsun diye Halkalı'da. Resmen İstanbul'a değil Edirne'ye taşınmışım haberim yok. Zaten hayatım uçuşlar ve ev arasında ayağımı yere bastığım zamana şükretmekle geçiyor. Haliyle, pırlantayı alacak adamı bulmak yerine, uçağın kapısında daha ‘Hoş geldiniz' dememle yastık isteyen yolcuyu arıyorum.' (Tanıtım Bülteninden) ) |