Kitap Tanıtımı |
İyi kurgulanmış bir roman, malzemeleri eksiksiz, uygun baharatlarla çeşnilendirilmiş ve gerektiği gibi pişirilmiş bir yemeğe benzer. İyi bir roman, tezatların birliği, değerlerin, farklı psikolojilerin çatışmasından mürekkep olduğu kadar doğa, mekân, insan uyumunun da yansıdığı bir düzlemdir. Kurgusu/çeşnisiyle bazen bir satranç oyunu bazen sağlam bir örgü veya her yenildiğinde ayrı bir tat bırakan lezzetli bir yemek gibidir. İyi bir romancı da bir aşçıya benzer. Tarifini ifşa etse de bir noktayı sır olarak saklaması, eserinin zaman karşısında erimesinin önüne geçer.Onca malzemeyi özenle ve azimle biriktirir, hepsini kullanmaz, seçer ve ayıklar. Olayları/durumları, mekânları ve kişileri belirli veya muhayyel bir zaman dilimi içinde yoğurur; bilinçaltının derinliklerine iner, vicdanı, geçmişi sorgular, gayr-i insanî bir hadiseyi bile masumiyet süsü ile sunabilir.
Yazık ki Türkiye'de bir romanın taşıdığı edebî değer sebebiyle değil konusu ve mesajından dolayı ilgi görmesi engeli henüz aşılmış değildir. Bu da birçok romancının roman türü, teknikleri, diğer türlerle olan ilişkileri, tematik özellikleri ya da kendi roman kaynakları hakkında konuşmasının önüne geçmiştir. Oysa edebî bir roman, bu olaylardan etkilenmeyişi, konusu ve siyasete göz kırpışıyla değil tekniği, üslûbu, dili kullanma maharetiyle hatırlanır. 'Romanı Konuştular', Cumhuriyet sonrası romanımızın seyr ü seferini röportajlar ve birkaç açık oturum ile gözler önüne sermeyi, yazarların romanlarını yazarken amaçladıklarını okura hatırlatmayı umut etmektedir. |