Kitap Tanıtımı |
Bir tarikatı soruşturmasıyla başladı her şey 1998de Şırnakın İdil ilçesinde, dönemin dokunulmazı olan JİTEMi soruşturan Başsavcı İlhan Cihaner, 10 yıl sonra bu dönemin dokunulmazı haline gelen tarikatları mercek altına aldı. Önce İsmailağa tarikatını, sonra Gülen Cemaatini soruşturmaya koyuldu.
Erzincanda, tarikat medresesinden çekilen telefon hattının ucu, İstanbulda bir iş adamının evinde ve Ankarada bakanlık katında çıkınca savaşın işaret fişeği atılmış oldu. Kentte baraj gölünde bulunan mühimmat, Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal eliyle darbe soruşturmasına evrilirken; imzasız ihbarları saf değiştiren muhbirler, şaibeli gizli (!) tanıkları suikastçı keneler izledi. Ve üç ay içerisinde Türkiyede birçok ilke tanık olundu: Önce, Cihanerin tarikat soruşturmasında görev alan jandarma istihbaratçılar tutuklandı. Ardından MİT basıldı; devlet, kendi kendisiyle silahlı çatışmanın eşiğinden döndü. Savcı Osman Şanal, 3. Ordu Komutanlığının kapısına kadar geldiğinde, şehrin diğer ucunda tanklar yürüyordu. En son, adliyeye operasyon düzenlenip Cihaner tutuklandı.
Bu, sadece Cihanere karşı Şanalın, Erzincana karşı Erzurumun savaşından ibaret değildi. Jandarma ve MİTe karşı polisin, Adalet Bakanlığına karşı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun savaşı oldu.
Bu savaşta, tarikatlar sivil toplum örgütü sayıldı, yolsuzluklar demokrasi paketine sokuldu, polis eliyle toplumsal barış sağlandı!
Erzincan davası haberleriyle 13. Metin Göktepe Jüri özel ödülünü alan Gazeteci İsmail Saymaz, bu toz duman içinde, 14 klasör ve 10 bini aşkın evrakı tarayıp gerçeği aradı. Erzincan-Erzurum hattında uç verip İstanbul ve Ankarayı sarsan savaşın kodlarını çözdü. |