Kitap Tanıtımı |
Bir adamın sakin dünyasına bir kadın adeta bir meteor gibi çarpar ve zihinleri zorlayan bir piyesin perdeleri açılır. Sahne yine bildik yerküredir. Ancak dekor artık depremsi bir tutku âlemidir. Senaryo ise bir destansı anlatı. Elinizde tuttuğunuz anlatının ikinci cildi.
Anlatının özünde bir el kadınının dağıtışı, akil bir adamın dağılışı, bir kaderin altın vuruşu, bir eşin sıradışı duruşu gibi birçok yaşam kesiti ustaca yatırılmış masaya. Bu uzun soluklu çalışmanın sayfalarında, insanoğlunun yaşanmışlıklardan bir akıl değirmeni yaratma hünerinin didaktik bir anlatımı da var. Yazar bu konuda yöneltilebilecek en cüretkâr soruları satır satır gözlerimizin önüne seriyor.
Bir kadının bir erkeğin yaşamında kaplayabileceği yerin sınırları nedir? Bir erkek bir kadını nasıl taşır? Ne kadar taşır? Nereye kadar taşır? Bu konudaki eylemlerimizin belirleyicisi tam olarak nedir? Yoksa içseslerimiz olayların mutlak hakimi midir? Peki, içses tam olarak nedir? Kaç kişidir bunlar? Bilgelik, aydınlanmalar, ya da diğer donanımlarımız içseslerimizi ne kadar yönetiyor? Ve Kristalizasyon tam olarak nedir? Bir akıl oyunu mu? Yüzleşilen bir gerçek mi? Yoksa akıl dışı bir taktik mi? Yazar bu soruların korku tanımaz yanıtlarını da gerçek bir ustalıkla ve soluksuz akıp giden bir kalem ile okura sunmakta.
Bir akıl değirmeninde ne, nerede, nasıl öğütülürün farklı bir yorumunu okumak isteyenler için... |