Kitap Tanıtımı |
Platon'un Parmenides başlıklı diyaloğunu felsefe tarihinin en önemli, en güç ve en ilginç yapıtlarından biri olarak görmek gelenekseldir. Olay kayıtlı entellektüel karşılaşmaların en büyüklerinden biri olarak da kabul edilir. Diyalog Eleatik Okulun iki önde gelen düşünürü olan Parmenides ve Zenon ile genç bir Sokrates arasında geçen bir konuşmanın anlatısıdır. Toplantının vesilesi Zenon'un Parmenides'in Monizmini onu çelişkilere ve saçmalıklara götürdüğü nedeniyle eleştiren Çoğulculara karşı Çokluğu savunan bakış açısının daha da büyük çelişkilere götürdüğünü göstererek destekleyen incelemesinin okunmasıdır.
KİTAP HAKKINDA
Diyaloğun mantıksal odak noktası Çelişkinin, bir kavramın hem kendisi hem de kendi karşıtı olmasının doğrulanacağı mı yoksa yadsınacağı mı sorusudur. Eleatik düşünürler çelişkinin varlığını doğrular ve aynı zamanda varlığını yadsırlar, onu bir oluş olarak ve oluşu bir yanılsama olarak, ya da daha iyisi, bir görüngü olarak kabul ederler, gerçek olarak değil. Diyalektik bir olgu olarak doğrulanır, ama bilince ait bir olgu olarak. Nesnel varlığı yadsınır. Eleatik uslamlamaya göre, Gerçek olan var olandır"; oysa oluş varlığı olduğu gibi yokluğu da kapsar, ve öyleyse gerçek olamaz. Yalnızca Varlık vardır." Yokluğun yokluğu onun Varlık ile birlikteliğini ve böylece çelişkinin kendisinin gerçekliğini olanaksızlaştırır. Bu bakış açısı zemininde, devimin bir çelişki içerdiği ve öyleyse gerçek olamayacağı, değişimin birşeyin ve karşıtı olan bir başkasının birliğini içerdiği ve öyleyse onun da var olamayacağı, kendini ortadan kaldırmak zorunda olduğu çıkarsanır. Eleatik düşünürler bu kendini ortadan kaldırmanın mantığını henüz kavramış değildirler. İnsan Usu henüz bilmenin başlangıcındadır. İnsanda Logosun kendi gizilliğini zamansız olarak bilmesinin istemek saçmadır. Homo sapiens uzaysal ve zamansaldır, insan Usu kendini Zamanda açındırmalıdır, ve bu Zamanın uzunluğu ya da kısalığı salt göreli bir sorundur. Tin hiç kuşkusuz Doğanın ötesidir; ama başlangıçta salt bir gizilliktir, estetik, etik ve entellektüel gelişim olanağı ve zorunluğu ile doğar ve bu onu ereksel kılar. Ama ereğine ulaşmak için, kendi tinsel realitesini açındırmak için yeterli Zamanı vardır.
İÇİNDEKİLER
PARMENİDES ? 7
NOTLAR / AZİZ YARDIMLI ? 83
PLATON VE DİYALEKTİK
?Platonik Diyalektiğin o en ünlü başyapıtı ..."
?Antik Diyalektiğin bu hiç kuşkusuz en büyük sanat yapıtı ..."
Bu satırlar Hegel'in Platon'un Parmenides'ini tanımlayan sözleridir. Ve felsefe tarihinde kayıtlı en büyük entellektüel karşılaşmalardan birini, belki de en çarpıcı olanı sunan bu başyapıtta Diyalektiği konuşan konuşmacılar Parmenides, Zenon ve genç Sokrates'tir.
Diyalektik salt öznel olarak, insan düşüncesine sınırlı olarak alınabilir, ve Eleatikler onu böyle öznel olarak aldılar. Ama Diyalektik, Platon'un yaptığı gibi, nesnel olarak da alınabilir. O zaman yine yapıtın özeksel temalarından biri olan İdealar ya da Biçimler yalnızca varlığa ilgisiz insan düşünceleri olmaya son verirler ve nesnel İdealar olarak bütün bir doğal ve tinsel Olgusallığın biçimini belirlerler. Ve İdealar öznel de oldukları için, aslında homo sapiensin en özsel doğası, onun gerçek karakteri oldukları için, insan gerçeği bilebilir. İnsandaki Güzellik İdeası ya da saltık Güzellik, Türe ve Bilgi ideaları ya da saltık Türe ve saltık Bilgi, ve başka İdealar tümü de nesnel karşı eşleri ile bir ve aynıdırlar.
Düşüncenin olduğu gibi nesnel realitenin de ruhu olan Diyalektiği bilimden, felsefeden, genel olarak bilmeyi isteyen düşünceden soyutlamak, onu dikkate almamak ve uygulamamak kendi en özsel doğasının bilinçsizi olarak kalmayı kabul etmektir. Doxa böyle bilincin biçimidir, ve onda içerik bilgi değil ama tahmin, gerçeklik değil ama olasılık, inanç değil ama kuşkudur ? bir bilinç ki, fenomenaldir ve bu tek-yanlı öznelliği ile salt kendi içindedir.
Parmenides ve Zenon felsefe tarihinde ön-Sokratikler arasında ilk kez Su, Hava, Ateş vb. gibi tasarımları değil ama Kavramın kendisini, Varlığı ilke ya da arke olarak kabul eden düşünürlerdir. Onları Diyalektiği kavramaya götüren olgu kavramı arılığı içinde almış olmalarıdır, çünkü mantıksal olan Kavramdır, tasarım değil. Ama Eleatikler Diyalektiği nesnel olarak görmeyi kabul edemediler ve onu salt özneye sınırladılar.
Eleatikler saltık olarak analitik düşünürler, sözcüğün en gerçek anlamında monistler idiler. Ama Analitiğe saltık olarak özünlü Diyalektiği kavramalarında felsefe tarihinin gerçek başlangıcını yaptılar.
? Aziz Yardımlı
6 |