Kitap Tanıtımı |
“İstersem bunların hepsi benim olur... Haydi Jehan, işte hazineler önünde duruyor. Bu kıymetli taşlardan yalnızca birkaç tanesini alsan bile zengin oldun demektir. Koca yığından birkaç taşın eksik olduğunu kim fark edecek ki?” Fausta’nın saklı hazinesi gizemini korumaktadır. Hazinenin peşinde olanlar ise giderek daha kindar, daha bencil ve daha acımasız bir yaratığa dönüşürler. Tabiri caizse hazine bir ayna görevi görür ve ona bakanları gerçek yüzleriyle tanıştırır; böylece dost da düşman da açığa çıkar. Hazinenin koşturmacası sürerken, Kral IV. Henri’ye birtakım suikastlar düzenlenmeye başlar. Kraliçe Marie de Médicis’in gizli sevgilisi Concini, kralı ortadan kaldırıp Fransa’ya hükmetmek için her fırsatı değerlendirir. Concini’nin eşi Léonora da güç ve para uğruna bu yasak aşka göz yumarak Concini’ye yardım eder. İşte burada baba oğul Pardaillanlar devreye girer. Bir yandan IV. Henri’yi koruyan, bir yandan hazinelerin kötü ellere geçmesine engel olan Pardaillanlar, bir yandan da Yiğit Jehan’ın kaçırılan sevgilisi Bertille’i kurtarmaya çalışırlar. Üstelik Yiğit Jehan ne babasını tanır ne de hazinenin gerçek sahibi olduğunun farkındadır. Kalbinin peşine takılmış, bileğinin gücüne güvenmiş düşmanlarının üstüne üstüne yürümektedir sadece. Yani hem dışarıda hem de kendi içinde savaş halindedir. (Tanıtım Bülteninden) ) |