Kitap Tanıtımı |
Sulhi, dünya denilen şeyin paradan ve para sayesinde sürülecek zevklerden, sefalardan ibaret bulunduğuna kanaat etmiş bir adamdır. Bundan başka hiçbir şeye zihnini yönlendirdiği yoktur. Vahdeti ise aksine alakasını bir kıza değil bir zekâya yöneltecek derecelerde filozof ve parayı, insani erdemlerin tabii sonucu olan aşağı bir şey sayacak mertebelerde kanaatkâr bir adamdır. On dokuzuncu yüzyıl Osmanlı edebiyatının en önemli figürlerinden biri olan Ahmet Midhat Efendi aynı zamanda Osmanlı modernleşme sürecinde belirleyici bir role sahiptir. Girişimci pratikleri ve söylemleriyle de ön planda olan Ahmet Midhat, Felatun Bey ile Rakım Efendi romanındaki aşırılık ve itidal üzerinden kurduğu ikili karşıtlığı, 1887’de yayımlanan Para romanında Sulhi ve Vahdeti karakterleri üzerinden çeşitlendirerek geliştirir. Mekteb-i Tıbbiye’de okuyan bu iki mektep arkadaşını zamanla birbirinden ayıran yegâne meta, paradır. Parayı mutlaklaştıran ya da araçsallaştıran karşıt eğilimler bu karakterlerin ilişkisini kat ederken Osmanlı’nın eğitim politikalarına, ekonomisine, gündelik hayatına, eğlence mekânlarına ve tüketim pratiklerine de yer verilir. İnsanın dünyadaki itibarı ile ekonomik itibarı arasındaki girift ilişkileri gözler önüne serilmekle birlikte kurduğumuz ilişkilerde, atfettiğimiz anlamlarda, verdiğimiz isimlerde saklı olan hakikat ve kurmaca bağlarına da dikkat çekilir. “Çalışma”, “sermaye”, “birikim” ve “girişim” gibi kavramları, mektepli olmanın dinamiklerini, zenginliğin koşullarını ve para idaresini ele alan bu roman, ekonomi ve edebiyatı birlikte düşünmek açısından vaatkâr olduğu kadar Osmanlı iktisat düşüncesini anlamak ve değerlendirmek için de kıymetlidir. (Tanıtım Bülteninden) ) |