Kitap Tanıtımı |
İnsan yaşamı ne saf ışıktır ne de bütünüyle karanlıktır. Her bir insanın hayatı gerçek ile hayal arasında kalan, uyuşmazlıklar içerisinde kalmış aynaya yansıyanlardan ibarettir. Bu kitaptaki hikâyelerle birlikte gerçek yaşamdan ziyade aynalara yansıyanların özgürlüğüne ulaşacaksınız. “Ölüm ve yaşamın arasında bir yerlerde kalakaldı ruhum. Bu da benim cezamdı işte… Aslında ceza olarak da algılamıyorum artık bu durumu. Her gün yeni bedenler, hayatlar içinde arıyorum ruhumu özgürleştirecek bir neden. Hayatın anlamını bulabilmek, kavrayabilmek... Doğru olan gerçekliğe kavuşmaya çalışıyorum. İkili bedenden tek bir ruha dönebilmek için uğraşıyorum. Bu benim için artık bir oyun oldu. Bu sayede kendimi her gün tanıma fırsatı buluyorum. Farklı bakış açıları deniyorum. Mesela karanlıkla ışığın birleşimi anlamına gelen ziya kelimesinin derin anlamını daha yeni yeni anlayabildim… Yani ne saf ışıktır ne de bütünüyle karanlıktır ziya. Kısacası gözlerin görebileceği en ortalama ışık kaynağıdır. Bilirsiniz ki gözler ne saf ışıkta görebilir ne de karanlıkta. Tıpkı gerçekler gibi. Gerçekleri görebilmek için kendimize bir ayna tutmamız lazım.” (Tanıtım Bülteninden) ) |