Otostopçunun Galaksi Rehberi - 5 Kitap Set
ISBN 2789788610751
Yayınevi Alfa Yayıncılık
Yazarlar Douglas Adams (author)
Kitap Tanıtımı Setin İçindeki Kitaplar: Otostopçunun Galaksi RehberiGalaksinin Batı Sarmal Kolu’nun bir ucunda, haritası bile çıkarılmamış ücra bir köşesinde, gözlerden uzak, küçük ve sarı bir güneş vardır. Bu güneşin yörüngesinde, tamamıyla önemsiz ve mavi-yeşil renkli, küçük bir gezegen döner. Gezegenin maymun soyundan gelen canlıları öyle ilkeldir ki dijital kol saatinin hâlâ çok etkileyici bir buluş olduğunu düşünürler. Bu gezegenin şöyle bir sorunu vardı: Üzerinde yaşayan halkın büyük bölümü çoğu zaman mutsuzdu.Bu sorun için pek çok çözüm önerilmişti, ama bunların çoğu genellikle yeşil renkli küçük kâğıt parçalarının hareketleriyle ilgiliydi. Bu da tuhaftı, çünkü aslında mutsuz olanlar yeşil renkli küçük kâğıt parçaları değildi. Bu nedenle sorun varlığını sürdürdü; halkın çoğunun durumu kötüydü ve onların büyük bölümüyse sefildi, dijital kol saatleri olanlar bile. Her şeyden önce, ağaçlardan inmekle büyük bir hata ettiklerini düşünenlerin sayısı gün geçtikçe artıyordu. Yaklaşık iki bin yıl sonra, bir perşembe günü korkunç, aptal bir felaket meydana geldi. İşte bu kitap o felaketin doğurduğu bazı sonuçların öyküsüdür. Üstelik unutulmaması gereken şu ki: Dizinin daha ilk kitabındasınız ve yine bir perşembe yaklaşıyor, hafta sonuna az kaldı. Evrenin Sonundaki RestoranMilliways Öğlen Menüsü, editörünün iznini alarak, Otostopçunun Galaksi Rehberi’nden bir pasaj aktarmaktaydı. Pasaj şöyleydi: Belli başlı her galaktik uygarlığın tarihi üç ayrı ve fark edilebilir aşamadan geçme eğilimindedir. Bu aşamalar Hayatta Kalma, Sorgulama ve İncelikli Düşünmedir; bir başka deyişle Nasıl, Neden ve Nerede aşamaları olarak da bilinirler. Örneğin, ilk aşama Nasıl Yiyebiliriz? sorusuyla, ikinci aşama Neden Yiyoruz? sorusuyla, üçüncü aşamaysa Öğle Yemeğini Nerede Yiyelim? sorusuyla tanımlanmaktadır.Menü daha sonra Milliways’in, Evrenin Sonundaki Restoran’ın bu üçüncü soruya çok uygun ve seçkin bir cevap olduğunu söylüyordu.Altın Kalp’in yolcuları sabahtan itibaren altı tamamen imkânsız işi başarmışken, günü gerçekten layık olduğu bir şekilde taçlandırmaya karar vermişlerdi: Gidilebilecek en iyi restoranda, seyredilebilecek en iyi manzaraya karşı mükellef bir yemek.Bu arada gidiyoruz, ama aranızda rezervasyon yaptıran oldu mu? Hayat, Evren ve Her ŞeyEvren gerçekten çok tuhaf bir yer. Var olduğundan beri düzensiz aralıklarla birilerinin onu kurtarması gerekiyor ve işin ilginç yanı bu görev hep de başarılmıştır. Bu kez görev emri Arthur Dent’e ve zamanının bir bölümünü uçmayı öğrenmeye adamış olan arkadaşı Ford’a verilmişti. Oysa zavallı Ford, kendini yere doğru fırlatıp yeri ıskalamak olan temel uçuş bilgisini bir türlü hayata geçirememişti. Ama şimdi konumuz o değil. Zamanın sürekliliğinde doğan anaforların arasından kayarcasına geçen iki arkadaş karşılarında bir koltuk ve evreni yok etmeye kararlı Krikkit gezegeninin mutsuz halkının temsilcileri olan beyaz katil robotları buldular. Her şey bir yana çözümlenmesi gereken Nihai Soru’ya ne olmuştu? Bir zamanların iyilik dolu gezegeni şimdi nasıl tam bir yıkım yaratmanın peşine düşmüşlerdi? Bu sorular sizi heyecanlandırmış olmalı. Ama korkmayın, evrende kahramandan bol tek bir şey bile yoktur. Elveda ve Bütün O Balıklar İçin TeşekkürlerOkumaya doyamadığımız maceramız yepyeni aşamalara giriyor. Kahramanımız Arthur Dent kendisinden beklenilmeyen bir kriket vuruşuyla galaksiyi kurtarmayı başarmıştı. Ardından da her iyi kahramanın yaptığını seçip bir parça kendisiyle baş başa kalmayı dilemişti. Aslında unuttuğu çok önemli bir gerçek vardı: Maceralar karşılarında gerçek bir maceraperest bulduklarında asla onun peşini bırakmazlar… O yüzden yağmurlu bir gecede karşısına 231 adet farklı yağmur tipini bilen ve bunların hiçbirinden bir parçacık bile olsa hoşlanmayan bir tür yağmur tanrısıyla karşılaşmakta, maceraperest bir otostopçu için çok da şaşırılacak bir şey yoktu. Şaşıracağı şeyse o berbat ve yağmurlu geceyi atlattıktan sonra karşısına inanılmaz güzellikte, gizemli bir kızın çıkmasıydı. Bütün bunların hiçbir anlamı yoktu. Uzayda savrularak geçirdiği sekiz yılın ardından, plastik bir alışveriş poşeti ve emektar havlusuyla birlikte evine dönmüştü ya, bu her şeye bedeldi. İyi ama gezegendeki bütün yunusların aynı anda ortadan kaybolmasının ardında yatan sır neydi? Galaksi boyunca otostop yapanların hayatında sıradan birkaç gündü sadece. Yeni olan ne miydi? Kitabı okuyun göreceksiniz? Çoğunlukla ZararsızDenir ki, evrende izlenilmeye, sevilmeye, özlenmeye değer her şeyin bir sonu varmış. Hiç değişmeyen bu kural ne yazık ki DNA’nın yazdığı bu mükemmel seri için de geçerli. Bir başka deyişle, ne kadar istemesek de beş ciltlik üçlememizin beşinci cildine geldik. Okumanızı ne kadar yavaşlatsanız da Otostopçunun Galaksi Rehberi bitiyor ya da kısa bir süre sonra bitecek.Her şeyi bilen eskilerin sevdiği ve DNA’nın kitabının başına aldığı önermeleri bir kez daha hatırlayalım: Bir şey olacaksa olacaktır. Herhangi bir şey, ortaya çıkarken bir başka şeyi ortaya çıkarıyorsa, bir başka şeyin ortaya çıkmasına neden oluyor demektir. O şey her neyse, olurken, kendi kendisinin yeniden ortaya çıkmasına sebep oluyorsa, tekrar olacaktır. Bununla birlikte kronolojik bir sıra izlenmesi şart değildir. Böylesine sağlam bir mantığın ardından kahramanımız son kez ve bu defa Yerküre’yi kurtarmak için akıl almaz bir maceraya giriyor. Üstelik bu kez işin içinde kızı olduğunu iddia eden Random da var ve elbette tahmin edebileceğiniz gibi Arthur’umuz kahraman olabilir, ama babalık müessesinin kurallarına çok yabancı olduğu için düşünmediği kadar kötü bir baba da çıkabilir.  )