Kitap Tanıtımı |
Gazeteci Atilla Akarın bu araştırmasında 70li yılların "Karaoğlan"ı ve 80lerin ve 90ların "dürüstlük" sembolü Bülent Eceviti ve onun yaratıcısı DSPyi tartışıyor. Tartışmayı ise Ecevitin yakınında bulunmuş, DSPnin kuruluşu ve gelişimi içinde üst düzey görevler yapmış kişilerle yapıyor.
Öteki DSP, yalnızca olayları ele almıyor; DSPnin siyasal, sosyal ve örgütsel profilini de tartışıyor. Kitabın ekseninde ise şu soru var: Bülent Ecevitsiz bir DSP mümkün mü? Ecevit´in ardından partinin geleceği ne olacak?
Kitabın ilk bölümünde Ecevit portresi ve DSP tarihçesine yer veriliyor. "Eski dostlar Eceviti değerlendiriyor" başlıklı bölümde, CHPnin "eski tüfeklerinden" Orhan Birgit, Tarhan Erdem, Ertuğrul Günay, Ali Topuzla 12 Eylül öncesi ve sonrası olaylarda Ecevitin tutumu inceleniyor.
"Ecevitin üç havarisi" başlıklı bölümde, DSPnin ilk sözcüleri Murtaza Çelikel, Sedat Akman ve Halil Tunçla söyleşi bulunuyor.
Başlangıcından bugüne DSPdeki parti içi muhalefetin ele alındığı sonraki bölümlerde, 1986daki Celal Kürkoğlunun başını çektiği muhalefetten bireysel kopuşlara, 1996daki Çile Çiçekleri hareketinden 2001deki kurultayda genel başkan adayı olarak ortaya çıkan Sema Pişkinsütün adaylığına kadar uzanan muhalefetin seyri izleniyor. Bu bölümde Ecevitlerle yolları ayrılan veya muhalefet odağı olan Celal Kürkoğlu, Necdet Karababa, Erdal Kesebir, Ümit Ülgen, Mehmet Karaduman, Haluk Özdalga, Mehmet Sevigen, Atilla Karaelmas, Seyfettin Gürsel, Sema Pişkinsüt, Rıdvan Budak, Uluç Gürkanla söyleşiler yer alıyor.
Ecevitin sağlığı ile DSPnin profilinin incelendiği kitabın son bölümünde Ecevitsiz bir DSPnin mümkün olup olmadığı, geleceğinin ne olacağı sorularına siyasetçiler ve uzmanlarla yanıt aranıyor. |