Kitap Tanıtımı |
Kelime karşılığı "latîfe" veyâ "nükte" olan fıkranın edebî bir kıymeti, yâni letâfeti olduğu kadar zarâfeti de olmalıdır. Latîfeler hoşa gidecek sözlerdir. Fakat bunların içinde hikmet düstûru sayılacak pek çok yüksek söz, ibret dersi ve alınacak hisse vardır. Osmanlılar devrinde de hiciv ve latîfe yaygındı. Nüktedanlık, bir edebî sâha olarak devlet adamlarından ulemâya kadar her kesim içinde, her kademede yer bulmuştur. İnsanlar kendilerini edebî bir üslûb ile tenkîd edene karşı kabalıkla cevap vermeyi âdetâ edep dışı kabul ettiklerinden, ya o anda ya da zamanı geldiğinde latîfe ile cevap vermeyi yine bir edep ölçüsü kabul etmişlerdir. Bu gâye ile Osmanlı târihinden seçtiğimiz ve her kademeden Osmanlı insanının ince ve kıvrak zeka ürünü olan bu fıkra ve nükteleri okurken neşeleneceğiniz ve aynı zamanda da ibret alacağınız kanâatindeyiz. |