Kitap Tanıtımı |
Freud "Ölüm İçgüdüsü"yle Geri Dönüyor...
Aşk Ve Savaşın, İntikam Ve Korkunun, İnsan Ruhundaki Bilinmezliklerin Büyüleyici Öyküsü
New York, 1920. I. Dünya Savaşı sona ermiş ancak Çılgın Yıllar henüz baş göstermemişti. Fabrikalar bir bir kapanıyor, aileler evsiz kalıyordu; bir ümitle içkiye sarılan işsizler de Alkol Yasağı'ndan mustaripti. Manhattan sokakları kin ve nefretle, dilsiz arzularla adeta taşıyordu. Ve Wall Street bombalandı. Bu, ülke tarihindeki en yıkıcı ve en ölümcül terör saldırısıydı.
İki eski dost. Dr. Stratham Younger ve Jimmy Littlemore; biri savaştan henüz dönmüş bir doktor ve diğeri New York Polis Teşkilatı'ndan bir dedektif...
Diğer tarafta göz alıcı güzellikte ancak bir sır küpünden farksız Colette Rousseau Kanıtların sürüklediği gizemli bir yol, beraberinde Colette'i hedef alan esrarengiz saldırılar ve geçmişinin derinliklerinde saklı bir gerçek; bu üçlüyü bir araya getirir ve Paris'ten Prag'a, Sigmund Freud'un bilgeliğine başvurmak üzere Viyana'daki evine kadar uzanan iç parçalayıcı ve bir o kadar da korku dolu bir yolculuk başlar.
Bu sırada hayatının son evrelerini yaşayan ve zevk prensibiyle (hayat içgüdüleri) ilgili öne sürdüğü ilk teorilerin her şeyi açıklamadığına kanaat getiren Freud, öz yıkıcı eğilimlerin nedenlerini sorgulamakta ve ölüm dürtüsü ya da ölüm içgüdüsünün insan davranışlarındaki etkisini anlamlandırmaya çalışmaktadır.
"Ölüm İçgüdüsü" gerçek ve kurgu, öldürme ve arzu, belirsizlik ve aksiyonu bir araya getiren, en yabani dürtülerimizin saklı derinliklerine inebileceğiniz sürükleyici bir kitap. |