Kitap Tanıtımı |
İlkokul sıralarında Büyüyünce ne olmak istiyorsun? sorusuyla karşılaşırız hep. Öğretmen, doktor, mühendis gibi cevaplar veririz.
İlkokul yıllarında en büyük hayalim öğretmen olmaktı. Ortaokul ve lise yıllarımda rüyalarımda bile öğretmen olmanın hayalini görüyordum. Okulun en çalışkan öğrencilerinden biriydim. Tüm öğretmenlerim alacağım puanla öğretmenliğe değil, mühendislik veya doktorluğa gitmemi söylüyorlardı. Ama hayalimdeki mesleği, öğretmenliği istiyordum sadece..
Bu paragrafı okuyan ve beni lise yıllarımdan tanımayan birisi iseniz, Helal olsun! Hayallerinin peşinde koşmuş, idealist bir insan dersiniz muhtemelen. Ama beni tanıyan bir lise arkadaşım, ya da lise yıllarımdan bir öğretmenim iseniz Yalancıya bak! Sanki bilmiyoruz okuldaki yaramazlıklarını? der ve gülersiniz.
Öğrencilik yıllarım, birçok lise öğrencisinin de olduğu gibi, yaramazlıklarla geçti. Hatta öğretmen bedduası almış bir öğretmenim!
Galiba lise sondaydık. Bir gün Salih AY hocam bana nasıl kızmışsa 811 Sait Çamlıca! Bu bir bedduadır. Sana beddua ediyorum. Allah seni öğretmen yapsın! dedi. Nasıl da kızmış, nasıl da içten beddua! etmişse ben öğretmen oldum! Bazen sınıfta öğrencilerime çok kızdığım zaman, tam sinirlenmek üzereyken, Salih hocamın bedduası gelir aklıma! Umarım bana hakkını helal etmiştir? Keşke hepimiz o kadar sabırlı olabilsek. En sinirli anımızda bile beddua eder gibi dua edebilsek.
Öğretmenlik hiç aklıma gelmeyen mesleklerden birisiydi. Eğitim fakültesi öğrencisi olduğum halde, üniversite son sınıfa kadar öğretmenlik yapmayı düşünmüyordum bile. Üniversite son sınıfa geldiğimizde bir öğretmenime o kadar kızdım ki, öğretmenlik yapmam gerektiğine karar verdim.
İyi ki kızdırmış beni üniversitedeki hocam!
İdeolojik tartışmaların alevlendiği 1996 2000 yıllarında geçen Üniversite öğrenciliğim sırasında tanık olduğum bir öğretmenimin tavırları yüzünden öğretmen olmam gerektiğine karar verdim.
Bir yalanı öğrencilerine anlatırken tebessüm ederek nasıl inandırdığına şahit olunca hayretler içerisinde kaldım. İki artı iki beş eder cümlesi kadar bariz bir yalanı tatlı dil ve tebessümünün arasına sıkıştıran hocamıza hayret ettiğim kadar, yirmi yaşını geçmiş üniversite okuyan sınıf arkadaşlarımın önemli bir kısmının bu yalana nasıl inandığına da şaşırıyordum.
Bir öğretmenin sınıfa, dolayısıyla topluma etkisini bu kadar net bir şekilde görünce öğretmen olmam gerektiğine karar verdim.
2000 yılında üniversiteyi bitirdim ve hala öğretmenlik yapıyorum. Allah beni eğitim faaliyetleri dışında bir iş yapmak zorunda bırakmasın.
Bu kitap çalışmamda öğretmenlikle ilgili yazılarım var.
Teşekkür
Okulun en yaramaz sınıfına, okulun en güzel mezuniyet gecesini hazırlatan değerli hocam Muzaffer Eyimaya hocama teşekkür ederim.
Okul kantininde çay içer misiniz oğlum? diyerek, yaramazlıklarımız dışında bizimle ilgilenen hocama da teşekkür ederim.
Okul yolunda yanıma yaklaşıp Hayırdır Sait, bir sıkıntın mı var? diye hal hatır soran hocama da teşekkür ederim.
Okul sıralarında bizimle arkadaş olarak ilgilenen, sınıf içinde veya sınıf dışında bize destek olan tüm öğretmenlerime teşekkür ediyorum.
Dört yıllık üniversite hayatım boyunca tanışmış olmaktan gurur duyduğum, bana dersten çok hayata dair dersler veren, hayata bakış açımı yönlendiren değerli hocam Prof. Dr. Mustafa KAÇALIN Beye teşekkür ederim.
www.saitcamlica.com sitesini yapan ve geliştiren, Okuyorum o halde varım! kitabımın ve elinizdeki Öğretmen, tohumda ormanı görmeli kitabının grafik çalışmalarını yapan Sevgili öğrencim Ceyhun KOCALa (www.cyhn.net) teşekkür ederim.
Seminerlerime destek olan sevgili dostum Mustafa YEŞİLTAŞ Beye ve www.medeniyetocagi.org ekibine de teşekkür ederim.
Köşe yazarlığına başlamama vesile olan www.haber7.com sitesinin Genel Yayın Yönetmeni Sevgili Ünal TANIK Beye teşekkür etmeden teşekkür faslını bitirmem ayıp olur.
Sait ÇAMLICA |