Kitap Tanıtımı |
"Sonra, Nefeli´den ayrıldıktan sonra, başka Yunanlı kadınlar da tanıdım. Nefeli´den olduğu gibi onlardan da uzun süre vazgeçemedim. Tutkulu, kışkırtıcı, kıskanç ve sert, yatakta yumuşaktılar. Ruhu olan kadınlardı diyeceğim, sarıldığımızda kaskatı kesilmezlerdi. Eline ayağına çabuktular ama hiçbiriyle öğleden sonra seviştiğimi anımsamıyorum."
"Necibe, Paşa´nın koynuna girdiği ilk kadın değildi elbet, ama en deneyimsiziydi. Söylemeye bile gerek yok. O güne dek eli erkek eline değmemişti. Paşa yalıda her gece, pembe odanın geniş yatağında, atlas yorganın altında Necibe´nin körpe, beyaz gövdesine bir yunus gibi dalıp çıkarken her kıvrılışta, her inleyişte, hadi doğrusunu yazayım, Necibe´nin yumuşacık kadınlığına her giriş çıkışta, eşini kendisine biraz daha bağladığım, kul köle ettiğimi biliyor muydu acaba? Bildiğini varsayalım, Varsaymak da yetmez. Pembe odaya bir geceliğine konuk olup sevişmelerine tanık olalım."
"Aşkın teslim olmak olduğunu düşünüyor. Belki de teslim olmaktır, diye geçiriyor içinden son bir çabayla, aşk teslim almak değilse teslim olmaktır."
(Arka Kapak) |