Kitap Tanıtımı |
İstanbul´un işgalinden sonra, okul müdürü Akif Bey, çocuklara yaptığı konuşmada: "Yavrularım, elbette ki biz çağırmadık onları İzmir´e. Onları çağıranlar şu anda ellerini kollarını sallaya sallaya güzel İstanbul´umuzda özgürce ve de yüzsüzce dolaşan
işgal askerlerinin bağlı oldukları devletlerdir." diyordu.
Akif Bey´in bu sözleri söylerken birden bakışları değişmiş, gözleri çakmak çakmak olmuştu. Biraz önceki bezgin, umutsuz adam o değildi sanki. Coşkuyla, kendinden geçmişçesine sürdürdü sözlerini: "Ama İzmir´i, İstanbul´u, güzel yurdumuzun daha bir çok yerlerini işgal etmeye yeltenecek yabancı güçler iyi bilmeliler ki, her kuşun eti yenmez ve biz de başkalarına benzemeyiz. Biz şimdilik yenik düşmüş olsak da tutsak olmayacağız. Bize vurmayı tasarlayacakları o tutsaklık zincirini onların suratlarına çarpmayı da biliriz biz."
Müdür Akif Bey´in bu kararlılığı öğrencilere de geçmişti şimdi.
Sınıftan coşkuyla, "Tutsak olmayacağız!" bağrışları yükseldi.
Müdür Akif Bey de:
"Tutsak olmayacağız evlatlarım!" diye tekrarladı aynı coşkuyla
ve her bir sözcüğe tek tek vurgu yaparak konuşmasını sürdürdü:
"Ve bu istilacılar Mustafa Kemal Paşa´nın birkaç ay önce söylediği üzere, "GELDİKLERİ GİBİ GİDECEKLER"dir. İşte, onları geldikleri yerlere geri göndermek için hepimize düşen görevler olacaktır. Bu aşağılık işgali protesto etmek için yarın okul paydos
çocuklar!" |