Kitap Tanıtımı |
Bilindiği gibi kelâm ilminde nifak konusu büyük günâh (kebîre) meselesinin ortaya çıkmasına paralel olarak gündeme gelmiştir. İmanın tarifi, amelin imandan bir cüz olup olmadığı, dolayısıyla mürtekib-i kebîre?nin dünyevî ve uhrevî durumu gibi konuların tartışıldığı sırada nifak, zaman zaman imanla küfür yanında üçüncü bir kavram olarak dile getirilmiştir. Ancak münafığın bu konumunun sadece dünya ile sınırlı kalacağı, âhirette ise nifak üzere ölen herkesin kâfirlerle aynı muameleye tâbi tutulacağı hususunda âlimler arasında görüş birliği vardır. Bu yüzdendir ki nifak olgusu, hem akaid ve kelâmın konusu olduğu kadar, hem de bu konuyla bağlantılı olan her şeyle, özellikle de ahlâkla ilişkili bir konudur. Bu cümleden olarak denilebilir ki, kelâm ilminin münafıklık olgusunu gündeme almasının temelinde yatan şey, nifakın bir iman ve ahlâk zafiyeti oluşturmuş olmasıdır. O yüzden de kuruluş amacı, imanlı ve ahlâklı bir toplum inşâ etmek olan İslam Dini?nin bütün değerlerini savunmak olan kelâm ilminin, kişisel ve toplumsal gelişimi doğrudan etkileyen nifak olgusunu dışarıda bırakarak insanı anlama çabası içerisinde olması mümkün değildir. |