Kitap Tanıtımı |
Tarihi incelerken olayların karmaşasına düşülürse sanatın, teknolojinin ve mimarinin nasıl oluştuğunu tam olarak anlayabilmemiz zorlaşır. Bu biraz da o dönemin düşünce akımları ile sanat ve teknolojik gelişmelerin birlikte ele alınmayışından kaynaklanmaktadır. İşte sözü edilen bu birlikteliğin kurulması için, kitapta o günlere gidilerek insanların günlük yaşamları üzerinden bir öykü kurgulanmıştır.
Nehirler denizlerle buluştukça kültür ve uygarlıklar da bir kıtadan diğerine asırlar boyunca taşınıp durmuştur. Bu serüvende Nil nehrinden yola çıkılıp Efes ve Boğaziçi'ni geride bırakarak Loire vadisinde Gotik dönemin şatolarını izleyerek Venedik Arşipel'inde Rönesans ustaları ile tanıştıktan sonra Porto limanına bakan Barok tarzdaki bir eve misafir olunacaktır.
Daha sonra Le Havre limanından kalkan bir geminin güvertesinde Neoklasik çağın inceliklerini anlatan iki subay arasındaki sohbete kulak kabartılacak ve ardından Barcelona limanında Arnuvo tarzında yapılmış binalar seyredilip Tuna nehri üzerinde Endüstri dönemi yaşanacaktır. Zaman yolculuğu içinde Thames nehrine bakan 1960'ların bir mimarlık ofisinde dinlenip diğer bir delta kenti olan San Francisco'da ise artık günümüz yaşamına erişilecektir. |