Kitap Tanıtımı |
Şehrin ortasında, parktaki ağaçlardan daha yüksek bir sütun üzerinde Mutlu Prensin heykeli bütün ihtişamıyla beliriyordu; kentin neresinden bakılırsa bakılsın görebilmek mümkündü.
Mutlu Prensin her tarafı ince altın yapraklarla donatılmıştı. Güneşin altında ışıl ışıl bir görüntüsü vardı.
Heykel hakkında herkes farklı övgülerde bulunuyordu. Sanatçı yanını göstermek isteyen bir belediye meclisi üyesi, heykeli övmek için:
- Bu, bir rüzgar gülünden bile daha güzel, ama rüzgar gülü kadar faydalı değil.
Mutlu Prens, farklı ortamlarda, farklı koşullarda konuşulur, örnek gösterilirdi. Genç bir anne, ağlayan oğlunu uzun süre susturamayınca:
- Yazıklar olsun sana, diye bağırarak sürekli ağlıyorsun. Mutlu Prens gibi olmuyorsun. O, hiçbir şey için hiçbir zaman ağlamadı. |