Kitap Tanıtımı |
Hayvanların sesi var, ama sözleri yok. Varsa da söylediklerini, söylemeye çalıştıklarını anlamıyoruz, kaldı ki anlamaya da yanaşmıyoruz pek. "Ölen danalar karşısında sorumluluk hissetmeyen biri var mı?" Bu soruya cevap verebilmiş değiliz henüz.
"Karmaşık bir hukuksal bölge bu. Tarafların uzlaştığı alanların başında, bir yarar sağlama amacına dayanmayan acı vermenin hiçbir biçimde kabullenilemezliği geliyor. Hayvan hakkının duygusallık, duyarlılık katmanında çözülemeyeceğini savunanlar, organik varoluşun insana benzer sorunlar yarattığını anımsatıyorlar. Moritz'den Singer'e, mezbaha edebiyatının acımasız örneklerini verenleri 'hümanist hayvan hakkı savunucusu' saymaları kabul edilebilir gibi değil benim gözümde. Daha fazla, daha derine doğru, düşünmemiz gerekiyor bu aşamada. İnsan'a yanaşan canlıların statüsü ile yaban dünya ayrıştırılmalı mı gerçekten de? İnsan'ın yanaştığı canlıları kim koruyacak? Homo sapiens'ten bu yana, insanı insandan hiçbir biçimde koruyamadığımızı düşünürsek, beyhûde arayışımızın tek tutarlı sonucu, arabacının kamçıladığı atın boynuna sarılıp kopmak mı?"
Mumya Köpek, Enis Batur'un hayvanla ilk kez bu kadar yakından göz göze geldiği bir metin, gözlerini kaçırmadan bakıyor o uzun sessizliğe. |