Kitap Tanıtımı |
Mürekkep neredeyse tarihe karışıyor. Kağıda düştükten biraz sonra rengini mora teslim eden sabit kalemler de öyle. Hele mor mürekkep. Aramaya kalkışsanız kırtasiyeci yüzünüze bir garip bakacak. Yine de ben işte, bütün bunları yazdım. Yazdıklarımın bir kısmını kalemime mor mürekkebi çekmeden evvel ben de bilmiyordum, yazarken öğrendim. Bir kısmını ise biliyordum. Keder gözyaşlarının mor olduğunu biliyordum örneğin. Gözyaşları mor olan teyzeler de vardı hayatımda. İkiye katlanmış kağıtlar arasında bir damla mor mürekkebin bıraktığı lekelerle oyalanan bir çocuktum. Buyrun işte burası benim için. Bunlar ters ayaklı cücelerim. Şu köşede gece kelebeklerim, şunlar da devletlerim, perilerim ve cinlerim. |