Kitap Tanıtımı |
Sevgili Mimiyi bir solukta okuyup bitirenler için müjde: Mimi geri dönüyor!
Sevgili Miminin zenginliğe ve İtalyanlığa düşkün, acımasız ve çaresiz İngilizce öğretmeni Morris Duckworth, Patricia Highsmithin Ripleyine benzetilmişti. Sevgili Miminin devamı niteliğindeki bu romandaysa, Morrisin hırslarıyla kibrine eşlik eden iyi kalma arzusu, psikozları ve çırpınışları, onu soğuk Ripleyden tamamen ayırıyor. Morris her şeye hâkim, soğukkanlı bir katil değil, tutkulu, sevilmek için çırpınan bir psikopat. Burnunun ucunu göremeyen, etrafında olup bitenlerden habersiz bir estet. Tim Parks, onun görmediği gerçekleri dolaylı yollardan sezdirir, gördüğü hayaletleri de Morrisin omuz başından bire bir bize gösterirken her zamanki ustalığını sergiliyor. Miminin Hayaleti, benzersiz bir gerilim romanı. Kara mizahla yoğrulmuş ama karanlık değil, rengârenk.
Tim Parksın daha önceden Kader, Europa adlı romanları da yine Kanat Kitaptan yayımlanmıştı. Sevgili Mimi ile Miminin Hayaletinin ardından, belki de bir süre sonra Morris Duckworthün yaşlılık yıllarını konu alan yeni bir roman gelecek... Tim Parks tutkunlarının bu üçüncü romanı sabırsızlıkla bekleyecekleri kesin.
Cinayet ve gerilim, ama başka bir tarzda. Kitabın çekiciliği, Tim Parksın farsları ve uygunsuz durumları çarpıcı bir şekilde sıralamasından kaynaklanıyor, Morrisin daha kültürlü ve daha düzgün bir dünya için kalkıştığı her dürüstçe çabanın onu yeni bir kıyıma sürüklemesinden... Neşeli bir gerilim.
THE FINANCIAL TIMES
Sevgili Mimi, karanlık-komik-gerilim-ve-çok-daha-fazlası türünün bir şaheseriydi. Miminin Hayaleti ondan bile müthiş.
THE DAILY TELEGRAPH
yahu üstad cümle kurmuyor anıt dikiyor adeta anıt...
saygıyla eğiliyorum
ekşi sözlük, (16bg)
S
onra kasığını kavrayıp bastıran buz gibi bir elin şokunu duydu. Aşağı baktığında Paolanın kahkahalarla güldüğünü gördü. Ne kadar güzel değil mi? Bizim zencimiz. Kwame de kahkahalara katıldı. Ama unutma, bizi cezalandıracağına söz verdin, dedi Paola. Parmakları Morrisin kemerini çözüyordu.
İstediğin her şeyi yaparım, patron, dedi Kwame. Her şeyi.
Bileğinden çıkarılan saatine bir göz atan Morris henüz ikiyi beş geçtiğini görünce, zihni hızlı bir hesap yapıp, bol bol vakti olduğunu anlayarak rahatladı. Karısının cin tonik soğuğu kapmış dudakları küloduna eğilirken, Morrisin bakışları Kwamenin muhteşem sertliğini geçip, onun hemen arkasında duran, gözleri yarı kapalı Mimiye, cüretkâr, istekli, suça ortak olan bir ifadeyle onları seyrederken, bir eliyle hafifçe memesini okşayan Mimiye çevrildi. Dudakları öpecekmiş gibi büzülmüştü. Morris muazzam bir fedakârlık hissiyle uzanıp zencinin erkekliğini eliyle kavradı.
* * *
B
en düşündüm ki, dedi Morris, heceleri dikkatle vurgulayarak ama sanki ne olursa olsun söylemesi gerekiyormuş gibi konuşuyordu, ben düşündüm ki... keşke kaçırılıp öldürülen Massimina değil de benim karım olsaydı. Ve ben Massiminayla sevişebilseydim, o ölü, ceset haliyle bile olsa, o korkunç kutunun içinde çürümüş bile olsa. Duraksadı, bununla biraz fazla ileri gidip gitmediğini düşündü. Spermimi onun içine boşaltabilmeyi diledim, şu haliyle bile olsa.
Figlio mio, dedi rahip, belli ki bunu biraz ağır bulmuştu. Yine de, diye düşündü Morris, hapishanede çalıştığına göre, bayağı çirkin şeyler duymaya alışmış olmalı. Bu adamın her duyduğu şeyden midesinin bulanması gibi bir lüksü olamazdı. Morris bekledi.
Kısa bir an sonra rahip sordu: Hepsi bu mu, oğlum? |