Kitap Tanıtımı |
"Her distopya birileri için bir ütopyadır. Mima'nın her satırı distopya. Ve kimler için bir ütopya olduğu da satır aralarında..."
—Hakan Günday
İnsanoğlu olarak biz bu zamana kadar en iyi neyi yönettik?
Şirketleri...
Hayatta kalan son insanlar, Lacivitas'ta toplanmıştı ve tutunacakları tek bir dal vardı: "Mima."
Mima, performans yönetimi bazlı bir yönetim modeliydi.
İnsanlığın son umudu olarak tasarlanmıştı.
Kendine has kanunları, ritüelleri vardı.
Bir yaşam biçimiydi.
Yönetim, bu düzenin kıyamete dek sürmesi gerektiğine inanıyordu, çünkü insanların başka şansı yoktu.
Kolektif bir bilincin sorgulanamaz inancı, insanlığın son kurtarıcısıydı Mima...
Ta ki biri bu sistemin tam ortasında bir kıvılcım yakana kadar!
Mima'nın Hikayesi
Yeryüzü yaşanılmaz bir hâle gelmiş, hayatta kalanlar "Son İnsan Şehri" Lacivitas'ta sıkışıp kalmış, yönetim hakkının sadece Mima liderlerinde olduğu, insanların ölmemek için tek bir çareye tutunduğu kabus gibi bir yıl: 2020...
Neydi insanları hayata bağlayan, gelecek adına hâlâ umutlu olmalarını sağlayan şey?
Öldürücü bir rutin eşliğinde performans göstermek. Yani sabahtan akşama kadar kusursuz biçimde, asla hata yapmadan ve sürekli istenilenleri yerine getirerek çalışmak. |