Kitap Tanıtımı |
"Bu kitap bir yaşamöyküsü değil. Tarih de değil. Daha çok portre eskizlerinden oluşuyor. İnsanları anlatarak toplumu, o toplumda beni tuttuğum yola yönelten etkenleri anlatmaya çalıştım."
"Bizim anı anlatmaktaki amacımız bambaşka. Türkiye emekçisinin ileri, ferah bir Türkiye`de başı dik, insanca bir yaşama kavuşması uğruna mücadeleye katılmadıkça yaşamanın bir anlamı olamayacağına inanan genç kuşaklardan insanlar var bugün ülkemizde. Onların, geçmişte, aynı esin ve duygularla, aynı hedefe yönelik olarak gücü yettiğince bir şeyler yapmaya uğraşmış olanları tanıması gerek. Kuşaklararası gönül bağını kurmamız gerek."
"Büyük bir uygarlığa beşik olmuş bu bölgenin yeni uygarlıkların alanı olabilmesi için iki halkın birlik ve dayanışmasını savundum. Besbelli ki çağımızda Ege Denizi`nin iki yakasının birleşmesi, ne Osmanlı modeline uygun bir birleşmeyle ne de megalo ideanın gerçeklemesiyle olabilirdi. Bu, ancak, bu bölgeden emperyalizmi elbirliğiyle kovmuş olan bağımsız ve demokratik ülke halklarının özgür iradeyle gerçekleştirecekleri birlik olabilirdi."
"Evet, o ajanı konuşturan Mustafa oldu. Kaplumbağalara acıyan aynı Mustafa. Köye hayrat çeşme yaptıran Irgat Mustafa. Ve bu öyküde Yunan halkının davasına ihanet eden kimse de, faşistlerin zorlamasına karşın köyünde kalmakta direnen, oğlunun savaş arkadaşlarını ağırlamak için ne yapacağını şaşıran, entarisini sıyırıp arı kovanını bozan, top mermisinin öyküsünü en olağan bir şeymiş gibi bize gülerek anlatan, oğlunun DO saflarında hem de subay olarak savaşmasından büyük gurur duyan köylü kadının, o güzel insanın öz oğlu. İç savaşın acıları yalnızca ölen insanlar, bombalanan köy ve kasabalar, yakılan ormanlardan kaynaklanmıyor."
"Anadolu`da uluslaşma çağı gelip çatınca soy, kültür ve anadil değil, din belirleyici rol oynamıştır."
(Arka Kapak) |