Kitap Tanıtımı |
"Dertli ile dertlenir misin, onun derdine ortak
olur musun?"
Tasavvuf, yola baş koyan derviş adayının, mürşidinin
rehberliğinde nefsinin yedi mertebesini aşmaya çalıştığı uzun
bir yolculuktur. Tasavvufî anlatılarda, bu süreç denizcilerin "Vira
Bismillah!" diyerek başladığı bir sefere benzetilir. Fakat bu
yolculuğun pusulası Allah'a ve vahdete giden sularda ilerleyen
yolcunun gemisindedir.
Yolculuk, Allah'a doğrudur. O'nu hissedebilmek bu yolculuğun
hediyesi, yolcunun fıtrî olarak vahdete ulaşmayı isteyen ruhu
ise varılacak, nazar edilecek yerdir. Zaten tüm bu sefer de bir
farkındalık hikâyesidir. Bu süreç ise özel bir eğitim şekli olan
"aşk eğitimi" ile ilerler. Derviş içinde bulunduğu gafletin farkına
varıp her bir mertebesi Allah'ın esmalarından biriyle süslenerek
onu bir ruhsal dönüşüme, olgunlaşmaya taşıyan sülûka niyet
eden kişidir.
Kur'ân-ı Kerim ve hadis-i şerifler çerçevesinde şekillenmiş bu
zaruri rehberlik dairesinde kazanılan tefekkür yetisi önemlidir
zira yirmi birinci yüzyılda insanoğlu üzüntüsünün altında
yatan nedenleri dahi bilmeksizin acı çekmekte, bu sebeple
kendisi endişeli ve sinirli bir hal alırken bu hali çevresine de
sirayet etmektedir. Mevlana Jalaluddin Rumi and Sufism,
Hz. Mevlânâ'nın Mesnevî-i Şerif'i ve diğer tasavvuf erbâbının
öğretileri kapsamında şekillenmiş bir rehber-talip, mürşidmürid
ilişkisinin diyalog halinde gönüllere
yansımasıdır.
"Evlâdım, burası yaralı ceylanlar kulübüdür, katılmak istersen
vur kapıya!" |